Esas No: 2022/1016
Karar No: 2022/947
Karar Tarihi: 23.11.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1016 Esas 2022/947 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1016 Esas
KARAR NO : 2022/947
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili .... Ajansı arasında 01.11.2014- 31.08.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere abonelik sözleşmesi imzalandığını, işbu abonelik sözleşmesi ile müvekkili .... Ajansı, kendilerince yayınlanan haberlerden internet haber paketiyle internet üzerinden aboneye iletilmesi, yararlanılması, yayınlanması hakkını tanıdığını, ardından ... tarafından müvekkili ile iletişime geçilerek genel fotoğraf paketinden yararlanma talebi olduğu bildirildiğini, bu yönde ilgili değişiklikler yapılarak kendisinin bu paketten de yararlanması sağlandığını ve fatura tahakkuk bedellerinin güncellendiğini, sözleşmenin diğer tarafındaki abone ise, işbu yararlanma veya yayımlama hakkı karşılığında belli bir ücret ödemeyi ve kendisi dışında başka hiçbir organ veya kuruluşla paylaşmamayı, kullandırmamayı, satmamayı, çoğaltmamayı ve sair yükümlülükleri üstlendiğini, tarafların anlaşması neticesinde güncellenen işbu sözleşmedeki hizmet bedeli olarak aylık 1500,00-TL+KDV ödenmesinin kararlaştırıldığını, ayrıca sözleşmenin imzalanmasından ya da uygulanmasından kaynaklanan her türlü vergi, resim ve harçların Abone'ye ait olduğu da sözleşmede düzenlenen maddelerinden biri olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye binaen Ajans tarafından, hizmetin alınmasını müteakip her ayın ilk iş günü abonelik bedeli aboneye fatura edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından sözleşmede üstlenilen edim ve yükümlülükler yerine getirilmiş, davalı Abonenin sözleşme süresi boyunca internet haber paketinden ve genel fotoğraf paketinden yararlanması sağlanmış ve hizmet karşılığında aylık düzenli faturalar düzenlendiğini, ancak Abone tarafından sözleşmede taahhüt edilen abone ücreti bedeline ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığını, borçluya ödeme yapılabilmesi için oldukça fazla zaman tanındığını, kolaylık sağlandığını, buna rağmen borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla Küçükçekmece ... İcra Dairesi .... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, sözleşmeye uygun düzenlenen fatura bedellerinin tahsili maksadı ile başlatılan icra takibine borçlu tarafından 21.10.2020 tarihinde sunulan dilekçe ile itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, yapılan bu haksız ve dayanaksız itirazın iptali ve takibin devamı gerektiğinden, borçlu ile uzlaşarak alacağı elde edebilmek maksadı ile Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, .... Büro Dosya Numarası, ... Dosya numaralı Arabuluculuk dosyası neticesinde anlaşmaya varılamamış olduğundan anlaşmama olarak düzenlenen 21.09.2022 Tarihli son tutanak imzalandığını, arabuluculuk görüşmeleri sırasında gösterilen bütün iyi niyete karşılık taraflar arasında anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açma gereği doğduğunu, borçlu tarafından ödeme emrine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece .... İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü cevabi yazısı, Avcılar Vergi Dairesi cevabi yazıları ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabının incelenmesinde davalının gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı görülmüştür.
Avcılar Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabının incelenmesinde davalının 28.07.2022 tarihinden itibaren mükellefiyet kaydının bulunduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tutmakta olduğu görülmüştür.
TTK'nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için öncelikle davanın ticari dava olup olmadığının ve bu kapsamda davalının gerçek kişi tacir sıfatının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Türk Ticaret Kanununun ticari davanın tanımının yapıldığı TTK'nun 4. Maddesi, ticari işletmenin tanımı yapıldığı 11. Maddesi ve gerçek kişi tacirin tanımının yapıldığı 12. Maddesi ile 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin hep birlikte değerlendirilmesi zorunludur.
TTK'nun 12. Maddesinde, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye gerçek kişi tacir denildiği hüküm altına alınmıştır.
TTK'nun 11/1 maddesinde ticari işletmenin, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olduğu; ikinci maddesinde ise ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği belirtilmiştir.
2007/12362 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi:
(21 Temmuz 2007 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 26589,Karar Sayısı: 2007/12362)
"Ekli "Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Karar'ın yürürlüğe konulması; Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun kararına dayanan Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 8/6/2007 tarihli ve 2051 sayılı yazısı üzerine 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463 üncü maddesine göre Bakanlar Kurulunca 18/6/2007 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı:
MADDE 1 - (1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a)Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak, esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Bünyesindeki Odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b)213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defler tutanlar ile işletme hesabına göre defler tutan vc bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri kararlaştırılmıştır.” şeklinde olduğu,
Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayici sınıflamasının: Vergi Usul Kanunun 176, maddesine göre tüccarlar defler tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış olup;
1. sınıf tüccarlar bilanço esasına göre,
11. sınıf tüccarlar ise işletme hesabı esasına göre
Defler tutmak zorundadırlar, Aynı kanunun müteakip maddeleri ise I. sınıf tüccarlar ile II. sınıf tüccarlar kapsamına giren mükellefleri belirlemiştir.
Bu çerçevede;
I.sınıf tüccarlar; Yıllık alımları satışları veya gayri safi iş hâsılatı tutarlarından herhangi biri ayrı ayrı belirlenen tutarları aşan mükellefler ile her türlü ticaret şirketleri Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler ve İhtiyari olarak bilanço esasına göre defler tutmayı tercih edenler şeklinde belirlenmiştir,
II. sınıf tüccarlar ise: yukarıda sayılan mükellefler dışında kalanlar İle Kurumlar Vergisi mükelleflerinde işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilenler şeklinde belirlenmiştir.
Defter tutma bakımından sınıflara ayrılmış olan mükelleflerin bir sınıftan diğerine geçme esasları ise yine aynı kanunun 179 ve 180. maddelerinde Sınıf Değiştirme başlığı ile açıklanmıştır.
Sınıf değiştirme: İş hacmi bakımından kendi sınıfına göre 177. maddede belirtilen hadlerin %20 oranında fazlalık veya düşüklük göstermesi halinde ortaya çıkmaktadır. Sınıf değiştirme şartları oluşan mükellefler bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlayarak ilgili sınıfa geçerler."
Şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeler dikkate alındığında, bir kişinin gerçek kişi tacir sayılabilmesi için bilanço esasına göre defter tutması veya şayet işletme esasına göre defter tutmakta ise Vergi Usul Kanunun 177. Maddesinde belirlenen sınırları aşmış olması gerekmektedir. Aksi halde kişi gerçek kişi tacir sayılmayacaktır.
Yukarıda belirtildiği şekilde 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin madde /1-b bendinde açıklandığı üzere 213 sayılı VUK 'a istinaden birinci sınıf tacir sayılan bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme esasına göre defterler tutanların tacir ve sanayici sayılmalarına karar verilmiştir. Dolayısıyla ikinci sınıf tüccarlar, işletme esasına göre defter tutanlar, ekonomik faaliyeti bedeni çalışmaya dayanan ve kazancı tacir ve sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olanlar tacir sayılmayacaktır.
Dava konusu olayda, Avcılar Vergi Dairesinin yazı cevabına göre davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, mükellefiyet kaydının 28.07.2020 tarihinde oluşturulduğu anlaşılmıştır. Açılan dava mutlak ticari dava niteliğini taşımamaktadır. Dava TTK'nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmamaktadır. Dolayısıyla davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. Keza; Yargıtay ... HD'nin 05.02.2016 tarih ... Esas- ... Karar sayılı kararı; "...Mahkememece toplanan delillere göre davalının gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, açılan davanın da mutlak ticari dava niteliğini taşımadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup... Hükmün ONANMASINA "
Yine Yargıtay ... HD'nin 08.06.2016 tarih ... Esas- ... Karar sayılı; 20.09.2016 tarih ... Esas- .... Karar sayılı; Yargıtay ... HD'nin 19.01.2016 tarih ... Esas- ... Karar sayılı kararlarında ve İstanbul BAM ... HD'nin 09.03.2017 tarih ... Esas- ... Karar sayılı kararı aynı mahiyette olup söz konusu içtihatlarda taraflardan birinin tacir sıfatının bulunmaması halinde taraflar arasındaki ilişkinin 6102 sayılı kanun kapsamında kalmadığı, davanın ticari nitelikte olmaması nedeniyle davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Yerleşik Yargıtay kararları ve İstanbul BAM kararları da dikkate alındığında uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmekte olup HMK'nun 114/1.(c).b,115. Maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK'nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK'nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2022
Katip ...
¸
Hakim ...
¸