14. Hukuk Dairesi 2015/448 E. , 2016/4884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ..... İli, ..... Mah., 57 ada, 25 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın 1/2 şer hisse ile davalıların murisi ..... ile dava dışı ..."a ait olduğunu, bu taşınmaz üzerinde 4 katlı binanın mevcut olduğunu, binanın iki hissedar arasında paylaşıldığını, bir ve ikinci katların davalıların murisi ......"a düştüğünü, ......"ın ikinci katın tamamını davacıya sattığını ve teslim ettiğini, sözleşmede 4 katlı binadaki 3. katın tamamının davacıya satışının vaat edildiğini, kat irtifakı kurulduktan sonra tapuda ferağ takriri verileceğinin belirtildiğini, 1/2 hissedar olan dava dışı ..."ın da bu satışa muvafakat ettiğini belirterek ikinci katın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satıldığının ve mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine, kat irtifakının veya kat mülkiyetinin kurulması halinde davacıya satışı yapılan ikinci kata isabet olan arsa payının hesap edilerek, davalıların tapudaki hissesi oranında iptaline, davacı adına tesciline, bu arsa payının kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulması durumunda davacıya ait ikinci kata arsa payı olarak bağlanmasına, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde ikinci katın bedeline mahsuben şimdilik 20.000,00 TL"sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca satış sözleşmesinin mülkiyetin nakli yönünden geçersiz olduğunu, taşınmazda kat mülkiyeti de kurulmadığını, davacının taşınmazı ecrimisil ya da kira ödemeden kullandığını, davalıların iştirak halinde mülkiyet sahibi olduğunu, kat mülkiyetinin kurulamayacağının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, binada davacıya arsa payı veya daire devrinin yapılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, 80.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili Av. ... ve bir kısım davalılar vekili Av. ... temyiz etmişlerdir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Dosya içerisindeki 08.02.1990 tarihli, ..... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinin yukarıda belirtilen yasa hükümleri doğrultusunda Noterde resmi şekle uygun olarak düzenlenen bir sözleşme olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Davacı da geçerli olan ve resmi şekle uygun olarak düzenlenen bu sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde satın almış olduğu dairenin rayiç bedelinin ödenmesini talep etmektedir.
Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek tarafların göstermiş olduğu deliller incelenip değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken "taraflar arasında düzenlenen taşınmaz mal satışına ilişkin satış sözleşmesinin tapuda kayıtlı olan taşınmazların mülkiyetinin nakli yönünden geçersiz olduğu" gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 21/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.