14. Hukuk Dairesi 2015/17859 E. , 2016/4864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 1620 ada 12 sayılı parsel üzerindeki 11, 12, 13 ve 14 bağımsız bölüm no"lu işyeri vasıflı taşınmazlardaki ortaklığın satılarak giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilince, davacı aleyhine 1620 ada 12 sayılı parseldeki 1, 3, 4, 5, 6, 7, 9 ve 10 bağımsız bölüm no"lu mesken vasıflı taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi için ....Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/444 Esasına kayıtlı dava açılmıştır. ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/555 Esas sayılı dosyasıyla aralarında fiili hukuki irtibat bulunduğundan birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne 12 adet bağımsız bölümdeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur"a çekilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde, gereğinde farkı para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır.
Somut olaya gelince; her iki dava dosyası birleştirilmeden önce .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1733 Esas sayılı dosyasında 4 adet işyerinin, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/444 Esas sayılı dosyasında 8 adet meskenin aynen taksiminin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de mahkemece birleştirme kararından sonra toplam 12 adet bağımsız bölümün yukarıda değinilen ilkeler dikkate alınarak aynen taksimin mümkün olup olmadığına ilişkin olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken zaten kat mülkiyeti mevcut olan her iki grup bağımsız bölümlerin üzerinde bulunduğu taşınmazlarda kat mülkiyetinin kurulup kurulamayacağı yönünde bilirkişilerden ek rapor alındığı görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, davalı ... mirasçılarının babalarının hisselerinin müş"a bırakılmasını kabul edip etmedikleri de sorulmak suretiyle toplam 12 adet bağımsız bölüm üzerinde ivaz ilavesiyle aynen taksiminin mümkün olup olmadığı konusunda alternatifli rapor düzenlettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.