21. Hukuk Dairesi 2015/7801 E. , 2015/9413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan iverene ait işyerinde 01/02/1998-05/05/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.02.1998-09.07.2005 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulması neticesinde davanın kısmen kabulüne hükümde yazılı şekilde davacının çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına
resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davalı 27474.68 sicil numaralı işyerinden davacı adına Kurum"a 01.07.2000-20.09.2001, 01.03.2002-30.06.2002, 06.05.2004-30.07.2005 tarihleri arasında sigortalı çalışma bildiriminde bulunulduğu,davalı işyerinin vergi mükellefiyet kaydının 10.10.1994 tarihinden itibaren başladığı, 01.09.1995 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı ve halen faal olduğu, davalı işyerine ait 01.07.2000-30.07.2005 tarihleri arasını kapsar dönem bordrolarının dosya kapsamında bulunduğu, bozma ilamı gereğince 01.02.1998-01.07.2000 tarihleri arasını kapsar dönem bordrolarının celbedilmediği, dinlenen bordro tanıklarının davacının 01.02.1998-01.07.2000 tarihleri arasındaki çalışma sürelerine ilişkin olarak net beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; işverenin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait 01.02.1998-01.07.2000 tarihleri arasını kapsar dönem bordrolarını celp edilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan diğer bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.