17. Hukuk Dairesi 2015/12227 E. , 2018/9166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 01.08.2013 günü davacı müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu ehliyetsiz sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ...’a ait ve herhangi bir sigorta şirketi tarafından trafik sigortası yapılmamış olan ... plakalı motosiklet ile plakası belirlenemeyen bir aracın sıkıştırması üzerine yolun sağında park halinde bulunan bir otobüse çarpması üzerine meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını belirterek geçici ve kalıcı işgücü kaybı nedeniyle 8.000,00 TL, tedavi süresince harcanan 500,00 TL yol gideri ve 1.500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; tedavi gideri yönünden açılan davanın HMK"nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, geçici ve sürekli işgörmezlik zararına yönelik maddi tazminat davasının kabulü ile 226.914,60 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakıcı gideri yönünden açılan davanın kabulü ile 3.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasınıda içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa"sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı sigorta şirketi kendini vekil ile temsil ettirmiş, cevap dilekçesi ibraz etmiştir. Ancak, hükme esas alınan maluliyet raporu davalı vekiline tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline maluliyet bilirkişi raporu tebliğ edilip, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece anılan bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.