Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/26210 Esas 2011/31575 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/26210
Karar No: 2011/31575

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/26210 Esas 2011/31575 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2011/26210 E.  ,  2011/31575 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/11/2009
    NUMARASI : 2008/21-2009/196

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.10.2010 tarih, 11003/24300 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de, alacaklının  01.03.2010 tarihli dilekçe ile temyiz istemin bulunduğu ve ancak  alacaklının temyiz itirazları kısmen  kabul edilerek  Dairemizin 21.10.2010 tarihli  kararı  ile  mahkeme kararının  temyiz eden alacaklı aleyhine düzeltilerek onandığı,  alacaklının  13.12.2010  tarihli dilekçe ile  karar düzeltme talebinin her iki borçlu yönünden   takibin durdurulmasına yönelik  maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla Dairemizin 21.10.2010 tarih ve 2010/11003 Esas 2010/24300 Karar sayılı bozma kararının  oybirliği ile  kaldırılmasına karar verildi.
    Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Alacaklı O.A.vekilince borçlular Adıyaman Spor Kulübü ve  M.Ö.aleyhinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Asıl ve birleşen  davalarda borçlular, borca, faize ve imzaya itirazda bulunmuştur. HUMK’nun 45.maddesine göre (HMK.nun 166.maddesi) ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, davaların birbiri içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle, davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
    O halde mahkemece, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanmaması  doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
     SONUÇ:1- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 2- Bozma sebep ve şekline göre alacaklının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik  yer olmadığına,  17/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
           

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.