10. Hukuk Dairesi 2015/25205 E. , 2018/2630 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığına konulan haczin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçilmesi için ödeme emrinin kesinleşmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, haczin dayandığı ödeme emrinin 15.12.2011 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 17.12.2011 tarihinde kuruma itiraz ettiği, kurumun itirazı red yazısının davacıya 18.01.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 21.05.2012 tarihinde haczin kaldırılması için itirazda bulunduğu, kurum red yazısından sonra davanın açıldığı anlaşılmış olup, kurum red yazısının tebliğ edildiği 18.01.2012 tarihinden sonra 7 gün içerisinde dava açılmadığı için söz konusu ödeme emrinin kesinleştiği belirgin olduğundan, işbu davada ödeme emri kesinleştiğinden bahisle red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hak düşürücü süreden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : 1- Hükmün gerekçesinin son paragrafının son kısmındaki, “ödeme emrini tebliğ aldığı tarihten itibaren 7 günlük hak düşürücü sürede dava açılmamış olup davacının, davalı kuruma borçlu olmadığı iddiasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. O halde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” ibaresinin silinerek yerine, “haczin dayandığı ödeme emrinin 15.12.2011 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 17.12.2011 tarihinde kuruma itiraz ettiği, kurumun itirazı red yazısının davacıya 18.01.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 21.05.2012 tarihinde haczin kaldırılması için itirazda bulunduğu, kurum red yazısından sonra davanın açıldığı anlaşılmış olup, kurum red yazısının tebliğ edildiği 18.01.2012 tarihinden sonra 7 gün içerisinde dava açılmadığından söz konusu ödeme emrinin kesinleştiği belirgin olup, hacze dayanak ödeme emri kesinleştiği için işbu davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” yazılmasına,
2- Hükmün 1. paragrafındaki “Davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,” ibaresinin silinerek yerine, “Davanın Reddine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 27.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.