17. Hukuk Dairesi 2015/12143 E. , 2018/9160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.10.2018 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu araç ile küçük murisin sürücüsü olduğu motorsikletin karıştığı trafik kazası sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup destekten yoksun kaldığını, kaza tespit tutanağında murise kusur verilmiş ise de, kusura bakılmadığı yönünde Yargıtay kararları olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı baba Mehmet için 21.846,57 TL, anne Hatice için 29.331,64 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne; davacı ... için 21.846,57 TL tazminatın olay tarihi olan 10.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı ... için 29.331,64 TL tazminatın olay tarihi olan 10.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Somut olayda iki taraflı trafik kazasında küçük muris motorsiklet sürücüsü olup davalı ise karşı aracın zorunlu trafik sigortacısıdır. Mahkemece hükme esas alınan heyet bilirkişi raporunda sürücü muris tam kusurlu, davalıya zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsü kusursuz bulunmuş, kazayla ilgili soruşturma dosyasında da sürücü murisin tam kusurlu olduğundan bahisle takipsizlik kararı verilmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde davacıların vefat eden ... salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle her ne kadar muris %100 kusurlu ise de; davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki bu kusurun davacılara yansıtılamayacağı ve bu kusurun destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki muris motorsiklet sürücüsü olup %100 kusurlu olduğu davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın
dava dışı sürücüsü de kusursuz olduğundan, mahkemece davanın reddi yerine somut olaya uymayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 16.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.