17. Hukuk Dairesi 2015/12242 E. , 2018/9159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacıları ve asıl dava davalısı .... Vekillerince temyiz edilmiş, asıl-birleşen dava davacıları vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.10.2018 Salı günü davacılar vekili ... geldi.Davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl davada; davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın 6/8 oranında kusurlu olarak küçük yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı anne Adalet için 22.579,46 TL, davacı baba Rıdvan için 19.471,96 TL’ye ../...
yükseltmiş, 22.9.2014 tarihli dilekçeyle davalı ... hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasından feragat etmiş, 30.10.2014 tarihli dilekçeyle davalı ... vadettiği tazminat tutarını ödeyemeyeceğini bildirdiğinden, hileye maruz kaldıklarından bahisle davalı ... hakkındaki feragatın iptalini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleşen davada; davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın küçük yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne, baba ve kardeşleri olduğunu beyanla, davacı anne Adalet için 20.000,00 TL manevi, davacı baba Rıdvan için 16.000,00 TL manevi, kardeşler Muhammed için 5.000,00 TL manevi, Müharem için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1-Davacıların mahkememiz işbu dosyasında ve mahkememiz işbu dosyasıyla birleştirilen ... ASHM"nin 2014/1195 esas sayılı dava dosyasındaki davalı ... ve davalı ... Gıda Hay. Nak. İnş. San. Tic.Ltd. Şirketi aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat talepli davaların feragat nedeniyle reddine, 2-Davacıların işbu dosyada açtıkları maddi tazminat davasının davalı ... yönünden kabulüne, 22.579,46 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 28/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, 19.471,96 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 28/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen dava davacıları vekili ve asıl dava davalısı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıdaki bentlerde belirtilen hususlar dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, destek paylarının asıl dava davalısı .... lehine olarak düşük belirlenmesine göre, asıl ve birleşen dava davacıları vekili ve asıl dava davalısı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 311. maddesinde ‘‘Feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.’’ düzenlemesi yer almaktadır. Feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesi olanaksız ise de, davacı taraf feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı. Cilt V. s.3646 vd). Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp sonuçlandırılmasıdır. Feragatin iptali davasının başka bir mahkemede açıldığı durumda ise, asıl davayla birleştirilerek görülmesi gerekmektedir (HGK, 29.04.2009 gün ve 2009/13-76E., 2009/120 K. sayılı kararı), (HGK, 2014/11-66 Esas 2014/331 K.).
Somut olayda davacı asıllar ve vekilleri mahkemeye hitaben yazılan 22.9.2014 tarihli dilekçe ile işbu maddi ve manevi tazminat davasında görülen lüzum üzerine sadece davalı ... yönünden davadan ve her türlü hak ve alacaktan feragat ettiklerini bildirmiştir. Davalı ... mahkemeye hitaben yazılan 21.10.2014 tarihli dilekçe ile; davacılardan bir ay içinde ödenecek bir miktar manevi tazminat karşılığında sadece kendisi hakkındaki davadan vazgeçilmesini istediğini, herhangi bir ödeme yapılmadan davacıların davadan vazgeçtiğini, tüm çabalarına rağmen borç para bulamayınca davacılara herhangi bir ödeme yapamadığını, davacıların dava sürecinde herhangi bir zarar görmemesi için feragatın feshedilmesini talep etmiştir. Davacı asıllar ve vekilleri mahkemeye hitaben yazılan 30.10.2014 tarihli dilekçe ile; davalı ... feragat karşılığı bir ay içinde ödemeyi vadettiği tazminat tutarını ödeyemeyeceğini bildirdiğinden, hileye maruz kaldıklarından davalı ... yönünden yapılan feragatın iptalini talep etmiştir. Mahkemece bu hususta dinlenen davacı tanıkları da davalı ...’in davacılara ödeme yapmadığını beyan etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde her ne kadar feragattan sonra davacılar vekili feragatın feshini talep etmiş, bu konuda müvekkillerinin yanıltıldığını ileri sürmüş ve tanık dinletmiş, ayrıca davalı ... de dilekçe ile lehine yapılan feragatın feshini talep etmiş ise de, feragatın geçerliliği kabule bağlı olmadığı gibi, feragattan feragatın mümkün olmadığı, ayrıca davacı vekilinin ileri sürdüğü davalı ..."in kaza sonrasında müvekkillerine ödeme yapacağı vaadi ve bu inançla müvekkillerinin davadan feragat ettiklerine ilişkin
iddiasının ise hata, hile veya ikrah niteliği taşımadığı ve bu nedenle feragatın geçerli olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu iddiasına itibar edilmediği belirtilerek, davalı sürücü Mehmet ve davalı malik şirket yönünden asıl ve birleşen davanın reddine, davalı ... şirketi bakımından asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki davacıların davalı ... yönünden davadan feragat sebebi, bir ay içinde yapılacak ödeme vaadi olup feragattan sonra ödeme yapılmadığı hususu davalı ...’in de kabulündedir. Bu durumda davacıların feragatın temelini oluşturan ödeme vaadi konusunda hataya düştüğü sabit olup mahkemece feragatin iptali talebinin kabulü ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Türk Medeni Kanunu"nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur. Aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan 9.6.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda, 2 yaşındaki desteğin ev işi yaparak beden gücüyle anne ve babasına destek olacağı gerekçesiyle yetiştirme gideri tenzil edilmemiştir. Davacı anne Adalet hazırlık beyanına göre ev hanımı olup dosya kapsamında çalıştığına dair bir delil bulunmamaktadır. Daire uygulamamıza göre gideri indiriminin yapılabilmesi için davacı annenin çalışan, geliri olan, desteğin yetiştirme giderlerini kısmen de olsa üstlenmiş olan kişilerden olması gerekmektedir. Bu nedenle 2 yaşındaki desteğin 18 yaşında kazanç elde etmeye başlayacağı, bu yaşa kadar davacı baba Rıdvan’ın yetiştirme gideri yapacağı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece davacı baba Rıdvan bakımından murisin 18 yaşına kadar asgari ücretin %5"i oranında tespit edilecek yetiştirme giderinin indirilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre de; 2918 Sayılı KTK"nin 99/1. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak
belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.
Dava ve ıslah dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş, mahkemece davadan önce temerrüde düşürülmediğinden bahisle davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Dava dilekçesi ekinde davalı ... şirketinin davacıların talep evraklarındaki bazı eksikliklerin tamamlanması gerektiğine dair 24.1.2013 tarihli yazısı mevcuttur. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece davalı ... şirketine müzekkere yazılarak 147118 no’lu hasar dosyası getirtilip yukarıdaki açıklamalar ışığında temerrüt tarihinin belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
5-Bozma neden ve şekline göre asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin feragat ile ilgili sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava davacıları vekili ve asıl dava davalısı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle asıl dava davalısı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen davalardaki maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin feragat ile ilgili sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davacıları ve asıl dava davalısı ...."ye geri verilmesine 16/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.