1. Hukuk Dairesi 2014/20311 E. , 2017/4877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dosyadaki hisse devirlerine yönelik iptal ve tescil isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine, birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dosyada iptali istenen bağımsız bölümün bedelinin davalının anne babası tarafından ödendiği, aksinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.10.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile diğer temyiz edenler vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı şirket pay devirlerinin iptali ile miras payları oranında tescil, olmazsa saklı paya tecavüzün men’i ile tenkis ve tazminat; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dosyada davacılar, mirasbırakan ...’nun ... Elektronik San. ve Tic. A.Ş’deki % 49 hissesini farklı tarihlerde satış suretiyle davalı torununa devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, şirket hisselerinin yasal miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmazsa saklı paya tecavüzün men’i ile tenkise, ayrıca elde edilen kazanımlardan dolayı 50.000-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dosyada ise aynı hukuksal nedenle, 7947 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından üçüncü kişiden satın alınarak davalı adına tescil ettirildiğini belirtip miras payı oranında iptal ve tescile, olmazsa tenkis bedeli olarak 31.250-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup dava konusu şirket hisseleri ile taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dosyadaki hisse devirlerine yönelik iptal ve tescil isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine, birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dosyada iptali istenen bağımsız bölümün bedelinin davalının anne babası tarafından ödendiği, aksinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1927 doğumlu mirasbırakan ...’nun 04.06.2011 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı kızları ile dava dışı oğlu ... (davalının babası) ve eşi ...’in kaldıkları, 7947 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölüm dava dışı 3. kişi adına kayıtlı iken 08.06.1981 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği, asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı davanın 50.000-TL harca esas değer gösterilerek ve bu miktar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, iptali istenen şirket hisseleri yönünden harç yatırılmadığı ve dava dilekçelerinde gösterilen değerler üzerinden davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, birleştirilen 2012/290 Esas sayılı davaya konu 7947 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölüm bakımından, bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği kanıtlanamadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin birleştirilen dava bakımından temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle birleştirilen 2012/290 Esas sayılı davda bakımından verilen kararın ONANMASINA.
Asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dava bakımından tarafların temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK"nun hükümleri ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerini, iptal ve tescile karar verilmesi istenen şirket hisseleri ile tazminata karar verilmesi istenen miktarın toplamından ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu"nun 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.maddede de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK."nun 409.maddesinde (6100 sayılı Yasanın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat murisin üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların miras bırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur. İçtihadı birleştirme kararları kapsamları ile sınırlı gerekçeleri ile yol gösterici ve sonuçları ile bağlayıcı kararlar olduğundan, tapuda yapılan temlikler dışındaki işlemler yönünden belirtilen içtihadı birleştirme kararının uygulama yeri bulunmamakla birlikte, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanmasına da bir engel yoktur.
Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı, sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK"nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereği olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.
Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, öncelikle asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dava dosyasında iptali istenen şirket hisseleri bakımından peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde iptali istenen şirket hisseleri yönünden davaya devam edilmesi, ondan sonra iddia ve savunmalar gözetilerek asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı davaların konusunu oluşturan şirket hisselerinin devri yönünden TBK"nın 19. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın muris muvazaası kapsamında değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Taraf vekillerinin yukarıda değinilen yönler itibariyle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflara 1.480.00.-"er TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.