20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1156 Karar No: 2017/7039 Karar Tarihi: 28.09.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1156 Esas 2017/7039 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/1156 E. , 2017/7039 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 9885.12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Daire tarafından bozulmuştur. Hükmüne uyulan Dairenin 15/12/2008 gün 13384-17543 E.K sayılı kararında özetle; “...Tescile konu taşınmaz, yörede 1975 yılında 766 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmışsa da, kadastro paftasının orijinal fotokopisi getirtilmediğinden tesbit harici bırakılma nedeni saptanamamıştır. Yörede 1977 yılında yapılan orman kadastrosunda tahdit dışında bırakılan taşınmazın güney doğusunda 356 ve 358 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu ve bu parsellere revizyon gören 301 numaralı vergi kaydının getirtilerek taşınmaz yönünü ne şekilde sınır gösterdiği belirlenmemiş, taşınmazın güney batısından geçen dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yataığı olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, taşınmaz ile dere arasında kot farkı bulunup bulunmadığı hususlarında jeoloji mühendisi dinlenilmek suretiyle araştırma da yapılmamıştır. Ayrıca; davacı ve miras bırakanı yönünden 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki kısıtlamalar kadastro müdürlüğünden sorulmamıştır. Bu nedenle taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile M.Y.’nın 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve orman sayılan yerlerden değil ise imar ihya ve zilyetlik olgusunun araştırılması gerekir” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, fen bilirkişi krokisinde (A) harfiyle gösterilen 9885.12 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın orman vasfı ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 06/09/1977 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 21/10/1975 tarihinde yapılmış ve sonuçları 30/06/1977-31/07/1997 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.