11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/12325 Karar No: 2016/8795 Karar Tarihi: 26.12.2016
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12325 Esas 2016/8795 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, Kumluca Devlet Hastanesi'nde doktor olarak görev yapan sanığın, gerçeğe aykırı biçimde düzenlediği iddia edilen Genel Adli Muayene Formunda belgelerde sahtecilik suçunun oluşmadığını ve resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, o belgenin hukuki sonuç doğurabilecek ve ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenerek çok sayıda kişiyi aldatabilecek yetenekte olması gerekiyor. Bu nedenle sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu hükmedildi. Ayrıca, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk olduğu belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesi ve 53. maddesi, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/12325 E. , 2016/8795 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Belgelerde sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, o belgenin hukuki sonuç doğurabilecek ve ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenerek çok sayıda kişiyi aldatabilecek yetenekte olması ve bu konunun objektif olarak saptanması gerekmektedir. Somut olayda Kumluca Devlet Hastanesi"nde doktor olarak görev yapan sanığın gerçeğe aykırı biçimde düzenlendiği iddia edilen Genel Adli Muayene Formunda, başlık ve içerik bölümlerinde kimi bölümlerin boş bırakıldığı, resmi yazıda bulunması gereken gönderen makam, resmi yazı tarihi, resmi yazı no bölümleri ile raporu düzenleyen doktorun adı soyadı, kaşesi, sicil numarası ya da onun tarafından tanzim edildiğini gösteren resmi mührün bulunmadığı, belgenin bu hali ile hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir belge olmadığı ve resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmayacağı anlaşılmakla, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.