Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1608 Esas 2020/1815 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1608
Karar No: 2020/1815
Karar Tarihi: 17.03.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1608 Esas 2020/1815 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında, davalı şirketin hizmet sahasında 3. kişilere verilen zararlardan dolayı sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda zarar gören dava dışı 3. kişi tarafından dava açılmış ve müvekkil ve davalı aleyhine hükmedilen 260.778,00 TL tazminatın icra takibi çerçevesinde müvekkil tarafından ödenmek zorunda kalındığı gerekçesiyle, anılan miktarın davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davayı kabul ederek 260.778,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar vermiştir. Ancak, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca varılması doğru olmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına ve dava dosyasının yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek yeniden incelenmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Hizmet Alım Sözleşmesi hükümleri, Türk Borçlar Kanunu madde 106, 407, 421, 437, 438, 440, 442, 448, 5/1, HUMK madde 438.
23. Hukuk Dairesi         2017/1608 E.  ,  2020/1815 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Avukat ...gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından diğer tarafın yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında hizmet sahasında 3. kişilere verilen zararlardan dolayı davalının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, bu kapsamda zarar gören dava dışı 3. kişi tarafından müvekkili ve davalı aleyhine açılan cismani zarara dayalı tazminat davasında müvekkili ve davalı aleyhine hükmedilen toplam 260.778,00 TL tazminatın icra takibi çerçevesinde müvekkilince ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek, anılan miktarın davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre,
    dava dışı bir kişinin, elekrik nakil hatlarındaki arıza nedeniyle oluşan kazada yaralanması nedeniyle, işbu davanın tarafları aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davası sonucunda, 260.778,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline hükmedildiği, davacı idarenin bu tutarı icra takibi üzerine ilgili kişiye ödediği, söz konusu kazadaki kusurun %90 oranında davalıya ait olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla tazminattan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 260.778,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, üçüncü kişiye ödenen tazminatın, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi hükümleri uyarınca, davalıdan rucuen tahsili istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamında alınan 19.04.2016 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, ... ile akdettiği sözleşme hükümlerine riayet etmeyen, personelinin hatalı işlemleri ile tehlikeyi önleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı ... Enerji Tah. San. Tic. Ltd. Şti."nin olayda %55 oranında kusurlu olduğu, akdedilen sözleşme sonrasında denetim, gözetim görevlerini yapmayan, buna kaynak ve vakit ayırmayan davacı ..."ın %25 oranında kusurlu olduğu açıklanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda ise %90 oranındaki kusurun tamamının davalı şirkete ait olduğu, davacı ..."ın dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı bildirilmiştir.
    Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca varılması doğru olmamıştır. Bu durumda, dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların ne derecede kusurlu olduğunun tespit edilmesi amacıyla, dava dosyası yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dosyadaki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.