Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: A-Sanık ..."in temyiz talebinin incelenmesinde; Sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığın kovuşturma aşamasında bildirdiği en son adresine 02.10.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın da hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 15.10.2015 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE; B-Sanık ..."un temyiz isteminin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın acil olarak hastaneye yetişmek zorunda olduğundan olayın meydana geldiği, ceza nedeniyle mağdur olacağı, şöförlük yaparak geçimini sağladığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık ..."un idaresindeki araçla yolun karşında bulunan hastanenin önünde yolcularını indirmek amacıyla yol ortasındaki yan yana devamlı iki çizgiye rağmen U dönüşü yapmaya çalıştığı sırada, karşı istikametten gelen sanık ..."in idaresindeki araçla çarpışması neticesinde sanık ..."ın aracında yolcu olarak bulunan ... ve ..."in yaralandığı olayda, sanık yönünden bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun ve hakkında TCK"nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, CMUK’un 326/son. maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutulmak koşuluyla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.