12. Ceza Dairesi 2018/1331 E. , 2019/11633 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/3, 1-a, 52/2, 4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ölenin karşı istikametten yürümesi gerektiği, sanığın kullandığı aracın çok uzun olmadığı, bu araçlarda arka camdan görüş olmasına gerek olmadığı, sanığın aynaları kontrol ettiği, kusurunun olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiği, teşdit yapılmaması gerektiği, katılanlar vekilinin ise sanığın tam kusurlu olduğu, çok hızlı olduğu, zararı gidermediği, cezanın paraya çevrilmemesi, lehe hükümlerin uygulanmaması gerektiğine ilişkin ve sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın idaresindeki araçla görüntülere göre hızlı şekilde ve yaklaşık 15-20 metre geri geri giderek ölene aracının arka kısmıyla çarptığı olayda, bilirkişi raporundaki “50 metre ileride dönüş yapabileceği kavşak olmasına rağmen kontrolsüz geri manevra yaptığına” ilişkin tespit ile sanığın “geri gitmesinin alışkanlığı ile ilgili olduğuna” ilişkin beyanı ve yanındaki yolcusu tanık ...’in ise “araç ile yemek dağıtımı yaparken olay yerinden hep geri manevra yaparak çıktıkları, şehir içine girmek istemedikleri için geri geri manevra yaptıkları, bunun hergün yaptıkları rutin bir hareket olduğu, geri geri giderek oradan çıkmalarının kendilerine 5-10 dakika kazandırdığına” ilişkin beyanı dikkate alındığında; sanık hakkında TCK"nın 22/3. maddesindeki bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1-CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümler istemi bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, “para cezasına hükmedildiğinden yasal engel nedeniyle” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile TCK"nın 51. maddesi hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle CMK"nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
2-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının TCK"nın 50/4 yollamasıyla 50/1-a.maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi yerine, TCK’nın 50/3,1-a. maddesi uygulanmak suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
4-Hükmedilen adli para cezası taksitlerinden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususuna hükümde yer verilmemek suretiyle TCK"nın 52/4. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.