Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17472 Esas 2018/9140 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17472
Karar No: 2018/9140
Karar Tarihi: 16.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17472 Esas 2018/9140 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/17472 E.  ,  2018/9140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı ..."ya ait, davalı ..."nun sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek, orta refüj üzerinde dubaların üzerinden yola katılmak için bekleyen müvekkili ... sevk ve idaresindeki ... plakalı motosiklete çarpması sonucu, müvekkilinin yaralandığını, müvekkilin hamile olan eşi ... bebeği ile vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin kendi maluliyetinden ve eşi ile çocuğunun vefatından dolayı 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, davanıın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile, 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasıdır.Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı
    gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.