10. Hukuk Dairesi 2016/107 E. , 2018/2608 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 1996 yılı Kasım ayından itibaren isteğe bağlı sigortalı olan davacının, primlerini ödeyemediği gerekçesi ile gerçekleştirilen iptal işleminin ortadan kaldırılması ve isteğe bağlı sigortalılık süresinin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.11.1996 - 31.07.1998 ve 01.04.2007 - 08.05.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı olan davacının, 10.09.1989 - 30.06.1990 ve 15.08.2005 tarihinden devam eden yine 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığının bulunduğu, 29.03.2007 tarihinde isteğe bağlı sigortalılık için kuruma başvuran davacının talebinin, 1080 gün prim ödemesi bulunmadığından bahisle reddedildiği, 18.04.2014 tarihli başvuru ile, Ağustos 1998-Nisan 2003 arasına ait isteğe bağlı sigortalı primlerini ödemek istediğini belirterek tarafına bu dönemler için prim tahakkuku yapılmasını istediği, davalı Kurum tarafından, 4842 sayılı Yasa ve 12/123 sayılı genelge gereği 03.11.2003 tarihinden önce ödenmeyen isteğe bağlı borçların ödenmesinin mümkün olmadığından bahisle talebin reddedildiği, söz konusu kurum işleminin yerinde olmadığından bahisle açılan işbu davada mahkemece, 4842 sayılı Yasa ile, sigortalılıkların sona ermesine ilişkin düzenlemelerin Anayasa’ya aykırılığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, yine dosya kapsamından davacının 2003/7 ile 2003/9 dönemleri ve arasında da prim ödemelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 85. maddesinde, isteğe bağlı sigorta primlerinin ödenmemesi, söz konusu sigortalılığı sona erdiren neden olarak öngörülmemiş iken, anılan maddede 01.05.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4842 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılarak isteğe bağlı sigorta primini art arda 3 ay ödemeyenlerin sigortalılıklarının, primi ödenmiş son ayın bitiminden itibaren sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Kanuna, 01.05.2003 günü yürürlüğe giren 4842 sayılı Kanunun 32. maddesi ile eklenen geçici 85. maddenin (c) bendinde ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce isteğe bağlı sigortalı olup Kuruma prim borcu bulunanların, bu Kanunun yürürlük gününden itibaren 6 ay içinde prim borçlarını gecikme zammı ile birlikte ödemeleri durumunda sigortalılıklarının süreceği, ancak bu süre içinde borcun ödenmeyen bölümüne ait sürelerin hizmetten sayılmayacağı açıklanmıştır. Sonrasında 06.08.2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin (K) fıkrasında da, anılan 85. maddeye göre isteğe bağlı olarak devam eden sigortalıların, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen 30 gün içinde Kuruma yazılı başvurmaları durumunda, 30.06.2003 tarihi itibarıyla prim ve gecikme zammı borçlarının yeniden yapılandırılarak belirleneceği, taksitlendirme anlaşması yapılan borçluların, ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılı içinde art arda 3 kez yerine getirmemeleri durumunda bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkını kaybedecekleri, yapılandırma isteminde bulunup anılan yükümlülüğü yerine getiren isteğe bağlı sigortalılar hakkında söz konusu geçici 85. maddenin (c) bendinin uygulanmayacağı, Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde 85. maddenin (D) bendinin (c) alt bendine göre isteğe bağlı sigortalılığı sona erenlerden istemde bulunanlar hakkında da bu hükmün uygulanacağı belirtilmiş, yapılacak başvuru süresini 30 güne kadar uzatmaya Kurum Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyasına dönüldüğünde, davacının 2003/7., 8 ve 9. aylar için yapmış olduğu prim ödemeleri 4842 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilerek 31.07.1998 tarihinden sonrasına ilişkin olmak üzere, karşılık geldiği süreye (davalı Kurumdan sorularak) sigortalılık verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.