11. Hukuk Dairesi 2016/4866 E. , 2017/3130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/10/2015 tarih ve 2014/1227-2015/620 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı Banka"nın müşterisi olan müvekkilinin kimlik bilgilerinin müşteri birleştirmesi yoluyla bir başka müşteriye ait hesap bilgileri ile ilişkilendirildiğini, diğer müşterinin borcu nedeniyle müvekkilinin riskli müşteriler statüsüne alındığını, kredili mevduat hesabına bloke konulduğunu, risk durumunun Merkez Bankası"na bildirildiğini, şirket ortağı ve müdürü olan, ticaret yapan, köklü bir tacir olarak bilinen müvekkilinin böylelikle tüm bankalar nezdinde riskli müşteri statüsüne girdiğini, ticari itibarının zedelendiğini, kredibilitesinin ciddi oranda zarar gördüğünü, bloke konulan hesabı nedeniyle ödemesinin geciktiğini, temerrüt faizi ödemek zorunda kaldığını, otomatik ödeme talimatının yerine getirilmeyip kira borcunun gününde ödenmediğini, çeklerinin iptal edildiğini, ödemede sorunlar yaşayan bir tacir ile ticaret yapılamayacağını ileri sürerek müvekkiline ait hesap bilgilerinin davalı Banka ve Merkez Bankası nezdinde düzeltilmesini, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişisel yararların haleldar olması ön şartının arandığı, malvarlığına yönelen bir eylemin kişinin manevi üzüntüsüne sebep verebilirse de böyle bir üzüntünün TBK"nın 58 ve TMK"nın 24 üncü maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliği taşımayacağı, manevi zarara yönelik somut bir kanıtın sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabının müşteri birleştirilmesi yoluyla başka bir müşteri ile ilişkilendirilmesi ve riskli müşteriler arasına alınması sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından sunulan ...bank sorgu detayı ile davalı banka tarafından ilgili makama hitaben yazılan 18.07.2014 tarihli yazıdan anlaşılacağı üzere davacının bir riski bulunmadığı halde davalı Bankanın müşteri birleştirmesi işlemleri nedeniyle Kredi Kayıt Bürosu kayıtlarına gecikme yansıtıldığı sabit olup bu husus davalı Bankanın da kabulündedir. Bir kişinin bankalar nezdindeki kredibiletisinin azaltılması veya ortadan kaldırılması suretiyle ticari itibarının sarsılması manevi tazminata hükmedilebilmesi için yeterlidir. Manevi tazminata hükmedebilmek için tazminat koşullarının varlığı yeterli olup ayrıca manevi zararın somut olarak ispatlanması gerekmez. Bu durumda mahkemece somut olayın özellikleri dikkate alınarak davacının ticari itibarının sarsıldığının kabulü ile davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmedilmek gerekirken davacının somut olarak zarara uğradığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.