20. Hukuk Dairesi 2016/1360 E. , 2017/7025 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 23/05/2014 havale tarihli dilekçesiyle, sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sırasında, poligon numarasıyla belirlenen taşınmazın, dilekçe ekindeki krokide koordinatlarla belirlenen bölümünün 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmediği ve eylemli olarak orman olduğu halderman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla, dava konusu P.VIII poligon numaralı taşınmazın koordinatlarla belirlenen bölümünün orman sınırları dışına çıkarma işlemenin iptali ile orman sınırları içine alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Kavakalan Köyüpoligon numaralı taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.231,35 m2"lik bölümü hakkındaki 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasının iptali ile sınırındaki orman parseli ile birlikte orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 266,65 m2"lik bölüm hakkında açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, otuz günlük süre içinde açılan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 24/04/2014 tarihinde ilân edilen, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 11/3. maddesine göre, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerdir. Orman Yönetimi ise, sadece Hazineyi taraf göstererek eldeki davayı açmıştır. Ancak, Hazinenin bu tür davalarda taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere taraf ehliyeti, 6100 sayılı HUMK’nun 114/1-d maddesine göre dava şartıdır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tesbit ederse, davanın usûlden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise, bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse, davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usûlden reddeder (HUMK madde 115/2) Yine, HUMK."nun “Tarafta İradî Değişiklik” başlığını taşıyan 124. maddesinde aynen “Bir davada taraf değişikliği, ancak, karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” denilmektedir.
O halde, mahkemece; öncelikle, kanunî prosedüre uygun olarak HUMK."nun 115/2. maddesine göre, davacı Orman Yönetimine, davayı doğru hasma yöneltmesi için kesin süre verilmeli,
HUMK’nun 124. maddesine göre usûlüne uygun olarak davalı tarafta değişiklik yapılsa dahi davacı Orman Yönetiminin Hazineye karşı açtığı davanın pasif sıfat yokluğu sebebiyle reddine karar verilmelidir. Orman Yönetimi, verilecek kesin süre içinde husumeti doğru hasma yöneltir ve tarafta iradî değişiklik HUMK’nun 124. maddesinde açıklandığı şekliyle sağlanabilirse (karşı tarafın açık rızası veya maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında açıklanan hususlarla sınırlı olmak üzere hâkimin gerekçeli kabulüyle) mahkemece yapılacak keşif ile çekişmeli taşınmazı fiilen kullanan kişi veya kişiler (hak sahibi kişi veya kişiler) belirlenerek davaya katılımı sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı ve tarafların savunma ve delillerini bildirmesine olanak tanındıktan sonra işin esasına girilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.