17. Ceza Dairesi 2018/2471 E. , 2018/10181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Görgü tespit tutanağına göre, pencerenin zorlanılarak açıldığının, pencere emniyet mandalının kırık olduğunun belirtilmesi karşısında; mala zarar verme suçundan mahallince işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Önceden aldıkları karar doğrultusunda aralarındaki iş bölümü gereği sanığın müştekiye ait konuttan hırsızlık yapıldığı sırada gözcülük yapmak suretiyle suça asli olarak iştirak ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleme iştiraki nedeniyle hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından, 5237 sayılı TCK"nın 37/1. maddesi gereğince asıl fail olarak cezalandırılması gerekirken hatalı değerlendirme ile eylemi yardım etme olarak değerlendirilip 5237 Sayılı TCK"nın 39. maddesine göre uygulama yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
2-Hırsızlık suçu açısından yapılan incelemede, 5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanığın ikametten takdiri kıymet tutanaklarına göre 40,00 TL değerinde cep telefonu ile 5,00 TL değerinde emitasyon bilezik çaldığı ,sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesi uyarınca artırım yapılırken "12 ay" hapis cezası yerine "1 yıl" hapis cezasına hükmedilmesi,
4-Konut dokunulmazlığının ihlali suçu açısından yapılan incelemede, sanık müdafiinin hükmün açıklandığı celsede lehe hükümlerin uygulanmasına yönelik talebinin 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesini de kapsadığı gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmama nedeninin karar yerinde tartışılmaması,
5-Hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler açısından, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnamaye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 10.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.