12. Ceza Dairesi 2020/4300 E. , 2021/2866 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Suç üstlenme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hükümler : Suça sürüklenen çocuk ... hakkında: TCK"nın 179/3-2, 31/3, 50/3 , 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında: TCK"nın 38/1. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 270/1-son, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve suç üstlenme suçlarından sanık ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Suça Sürüklenen Çocuk ...’in trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
CMK"nın 251/7. maddesinde "Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz." amir hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabii olmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Olay tarihinde 17 yaşında olan suça sürüklenen çocuk ...’in babasına ait aracı alarak yanında arkadaşları olan temyiz dışı sanıklar ..., ... ve ... ile birlikte meskun mahalde, gece vakti, aydınlatmasız, iki yönlü virajlı köy yolunda seyir halindeyken kaza yaptıkları, suça sürüklenen çocuğun babası olan sanık ..."in oğlunun yaşının küçük olması, sürücü belgesinin olmaması ve alkollü olması nedeniyle fazla ceza alabileceği gerekçesiyle sanık ..."den suçu üstlenmesini istediği ve gelecek olan para cezasının kendisi tarafından karşılanacağını söylediği, sanık ..."nin de önce bunu kabul ettiği, buna göre araç içerisinde bulunan şahısların tamamının 09/11/2013 günü kollukta aracı sanık ..."nin kullandığı yönünde beyanda bulundukları, sanık ..."nin de sürücü koltuğunda kendisinin oturduğunu ve kazayı kendisinin yaptığını söylediği, ancak daha sonra sanık ..."in, sanık ..."ye gelecek para cezasını karşılamayacağını söylemesi üzerine bu sefer sanık ..., ... ve ..."ın aracı gerçekte alkollü olan ..."in kullandığını 11.11.2013 tarihli ifadelerinde ve mahkemece alınan beyanlarında söyledikleri, ...’nin suça sürüklenen çocuğun çok alkollü olduğunu, kendinde olmadığını belirttiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık ...’in suç üstlenme suçundan mahkumiyetine ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 270. maddesininde düzenlenen ""suç üstlenme"" suçuna ilişkin olduğu, suç üstlenme suçu için TCK"nın 270. maddesinde temel ceza miktarının iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykını olarak BOZULMASINA; 22.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.