3. Hukuk Dairesi 2016/15578 E. , 2017/119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalının 19/09/2005 tarihinden beri evli olduklarını, bu evliliklerinden müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davalının ailesinin müvekkilini bir türlü kabullenemediğini, rencide edici ve küçük düşürücü sözler sarfettiklerini, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkiline şiddet uyguladığını belirterek boşanma talebi ile birlikte dava dilekçesine ekli listelerde belirtilen davacıya ait çeyiz ve ziynet eşyalarının davalıdan aynen tahsilini talep ve dava etmiş, 23.10.2014 tarihli celse de aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın liste şeklinde belirttiği eşyaların tamamının davalı tarafından satın alındığını, evlilik süresince birlikte kullanılarak yıprandığını, listede belirtilen bir kısım eşyaları teslime hazır olduklarını, talep edilen altınların evlilikten sonra satılmak suretiyle ödenmesi gereken peşinatın ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya ait ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurulup harcandığı ve iade edilmediği, davacıya ait çeyiz eşyalarının ise halen müşterek konutlarında bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin ve davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesinde nişan fotoğrafında görülen dizili İngiliz bileziğin bilirkişi raporunda belirtilmediğini, yine fotoğrafta ikiden fazla burma bilezik görünmesine rağmen bilirkişinin eksik gözlem yaparak eksik bilezik sayısı tespit ettiğini belirtmiştir. Dosyada bulunan fotoğraf incelendiğinde bilirkişi raporunda tespit edilen ziynetlerin, fotoğrafta görülen ziynetlerle uyumlu olmadığı
./..
-2-
görülmüştür. Mahkemece, davacı vekilinin rapora itirazları dikkate alınmadan dosya kapsamı ile uygun düşmeyen rapor doğrultusunda karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacı vekilinin rapora itirazları da dikkate alınarak kuyumcu bir bilirkişiden dosya kapsamına uygun bir rapor alınıp sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken haklı itiraza uğrayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Davacı vekili, dava dilekçesine ekli listede belirtilen ev eşyalarını talep etmiş, davalı bunların kendisi tarafından alındığını savunmuş, bir kısmını teslime hazır olduklarını belirtmiştir. Dinlenen davacı tanığı davacı kadının evlenirken müşterek haneye götürdüğü çeyiz eşyalarının neler olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, dava dilekçesine ekli eşya listesinde belirtilen tüm eşyaların aynen iadesine olmadığı takdirde yıpranma payları da dikkate alınarak bilirkişi tarafından belirlenen bedellerine hükmedilmiştir.
Mahkemece, hükmedilen eşyaların tümünün davacı kadına ait olduğuna ilişkin bir delil olmamasına rağmen talep edilen tüm ev eşyalarının davalıdan alınmasına karar verilmesi, ayrıca bilirkişi raporunda eşyaların özellikleri, markası belirtilmeden genel ifadelerle eşyalara değer belirlenmesi doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, davacı kadına ait olan çeyiz eşyalarının belirlenmesi , gerekirse mahallinde keşif icra edilerek davacıya ait eşyaların özellikleri tesbit edilerek bu doğrultuda rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince ikinci bendde açıklanan nedenlerle davacı yararına, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA,, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.