12. Ceza Dairesi 2018/7054 E. , 2019/11601 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan katılan- sanık ...’nın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.02.2014 tarih 2013/7-137 esas, 2014/72 karar ve 16.01.2018 tarih 2015/9-188 esas, 2018/9 sayılı kararı ile daha birçok kararında da vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/3, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
CMK"nın 264. maddesinde kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolu veya mercide hatanın, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.Anılan hüküm değerlendirildiğinde, kural olarak temyiz istemi; süresinde verilen dilekçe veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla hükmü veren mahkemeye iletilecektir. Ancak süresinde olması şartıyla, söz konusu dilekçenin hükmü veren mahkeme dışındaki bir mahkemeye verilmesi veya istemde bulunulması ya da haklı nedenlerin varlığı durumunda Cumhuriyet savcılığına veya bir başka mercie istemde bulunulması temyiz istemini geçersiz kılmayacak, bu durum mercide yanılgı kapsamında değerlendirilerek, dilekçenin verildiği ya da istemin yapıldığı merci tarafından istem veya dilekçe mahkemesine gönderilecektir. Söz konusu istemin temyiz yerine itiraz olarak belirtilmiş olması da bu kapsamda değerlendirilip, başvuru sahibinin hakları korunacak, sürenin hiç bildirilmemesi ya da hatalı veya eksik bildirilmesi halinde, bunun ilgili taraf açısından yanılgı oluşturarak, bir hakkın kullanılmasını engellemesi durumunda açıklamalı davetiye ile bu hususun tebliğinden sonra süre işlemeye başlayacak ve böylece muhtemel hak kayıpları önlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında, katılan ...’ın yokluğunda verilen kararda “ Katılan Sanık ... ve müdafinin yüzüne karşı, Katılan Sanık ..."nın yokluğunda, CMK"nın 268. maddesi uyarınca hazır bulunan Katılan sanık ... ve müdafii yönünden kararın okunup açıklanmasından, yokluğunda karar verilen katılan sanık ... yönünden kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde mahkememize yada en yakın mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle Ankara nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere..” şeklindeki bildirimle, her ne kadar beraat kararına karşı başvurulacak kanun yolu yanlış gösterilmiş ise de; kararın katılan ...’a 22.01.2016 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından katılanın hükümden sonra yetkilendirdiği vekili aracılığıyla kendisi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik karara aynı gün, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediği sorulmadan karar verildiği gerekçesiyle itiraz ettiği ve itiraz üzerine kararın kaldırıldığı, mahkemece katılan sanık ... hakkında verilen beraat kararının kesinleştirilmesinin ardından vekille temsil olunan katılan-sanık ... lehine hükmedilen vekalet ücretinin tahsili amacıyla katılan ... aleyhine icra takibi yapılmasının ardından katılan vekilinin mahkemeye 08.03.2016 tarihli dilekçeyle başvurarak ek kararla sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik yargı yolunun gösterilerek taraflarına tebliğ edilmesiyle temyiz sürelerinin başlatılmasını talep ettiği, mahkemece verilen aynı gün tarihli ek kararla karar metnindeki yasa yolu kısmının düzeltildiği ve katılan-sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik tebliğden itibaren 7 gün içinde Yargıtay’a başvurulabileceğinin bildirilmesinin ardından katılan ... vekilince kararın 11.03.2016 tarihinde temyiz edildiğinin anlaşıldığı;
Her ne kadar yerel mahkemenin 08.12.2015 tarihli kararında verilen karara karşı itiraz yasa yoluna başvurulabileceği belirtilmiş ise de; bu durum katılan ... yönünden hakkın kullanılmasına engel olmamış, katılan vekili ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik karara yasal süresi içerisinde itiraz etmiş ancak itiraz dilekçesinde beraat hükmüne yönelik başvurulacak yasa yolu hususunda yanılgıya düşüldüğüne veya anılan beraat kararına karşı yasa yoluna başvurmak istediklerinden bahsetmemiştir. Kaldı ki, mesleği, kamu hizmeti niteliğindeki avukatlık olan ve bu bağlamda yeterli düzeyde hukuki bilgiye sahip olan katılan vekilinin, karara karşı başvurulacak yasa yolunu ve sürenin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağını bilmemesi düşünülemeyeceğinden, yasa yolu bildirimindeki bu yanlışlık, katılan vekili açısından bir yanılgı veya hakkın kullanılması yönünde bir engel oluşturmayacaktır.
Katılanın yokluğunda verilen 18.12.2015 tarihli kararın, kendisine 22.01.2016 da bizzat tebliğ edilmesinin ardından, hükümden sonra yetkilendirdiği vekili aracılığıyla CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 11/03/2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.