Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu ... tarafından icra mahkemesin sunulan 07.03.2011 tarihli dava dilekçesinde icra takibinden 02.03.2011 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir.
Yapılan incelemede ödeme emrinin (muhatapla birlikte ikamet eden ...) 03.04.2010 tarihinde tebliğ edildiği tesbit edilmiştir. Tebliğ işlemi bu hali ile 7201 Tebligat Kanununun 16.maddesine göre yapılmış olup, anılan madde de borçlu ile birlikte sakin olanlara tebligat yapılması için muhatabın aynı kanunun 21.maddesinde olduğu gibi adreste bulunmadığının tesbitinin gerektiğine dair bir düzenleme yoktur. Bu durumda tebliğ işlemi şeklen 7201 Sayılı Kanunun 16.maddesine uygun ise de, Hukuk Genel Kurulunun 07.04.1982 tarih ve 1979/10-1377 esas - 1982/337 karar sayılı kararı gereğince, tebliğ belgesindeki kayıtların aksi her türlü delille kanıtlanabilir. O halde mahkemece şikayetin mahiyeti dikkate alınarak duruşma açıldıktan sonra borçludan tebliğ işleminin usulüne aykırı olduğu yönündeki şikayeti hakkında delilleri sorulup değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.