14. Hukuk Dairesi 2016/1309 E. , 2016/4756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.11.2015 gün ve 2014/14896 Esas, 2015/11013 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat taleplerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı yüklenici ................. Hayvancılık ............ ile noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müteahhide kalacak olan, üçüncü kat 20 nolu bağımsız bölümü 61.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedelinin 36.000 TL"sinin peşin ödendiğini, kalanın ise tapu devrinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, tapunun devredilmesini istediğini ancak bir sonuç alınamadığını, 20 nolu bağımsız bölümün davalı arsa sahipleri adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, tescil istemi kabul edilmediği taktirde ödenen 36.000 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan arsa sahipleri ..., ..., ... ve ... vekili, husumet itirazında bulunmuş, ayrıca alacağın temlik edilebilmesi için bu alacağa ilişkin hukukun tanıdığı bir hak olması gerektiğini, davalı yüklenicinin hukuki anlamda bir eser meydana getirmediği için herhangi bir alacak hakkına da sahip olmadığını, davacıyı tanımadıkları gibi herhangi bir satış vaadi sözleşmesini de imzalamadıklarını ve davacıdan herhangi bir ücret de almadıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, arsa sahibi davalılar yönünden davanın reddine, yüklenici olan davalı yönünden, 36.000 TL alacak hakkında davanın kabulüne dair verilen 12.06.2014 tarihli karar, Dairemizin 30.11.2015 tarih 2014/14896 Esas, 2015/11013 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, davacı vekili anılan kararın düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur.
Yukarıda da açıklandığı üzere, davacı dava konusu bağımsız bölümü davalı yüklenici şirketten satın almıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece, kamu düzeninden olan görev hususu, re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru değildir.
Hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekirken, onanmasına karar verilmiş olması doğru olmadığından karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 30.11.2015 tarih 2014/14896 Esas, 2015/11013 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının yazılı gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıran tarafa geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.