Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1949
Karar No: 2020/178
Karar Tarihi: 16.01.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1949 Esas 2020/178 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/1949 E.  ,  2020/178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    2- ...Vek. Av. ...
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 20. İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasındaki tespit davası nedeniyle bölge adliye mahkemesince verilen hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan ...vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, temyiz konusu hükme ilişkin dava, HMK’nun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    A)Davacı İstemi :
    Dava, davacının davalılar nezdinde en son 1.300TL ücretle 01/09/2001-29/04/2014 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalılar Cevabı :
    Davalı ...vekili dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi bir çalışmasının olmadığını, farklı işyerlerinde çalışmalarının bulunduğunu, davacının 1-2 kez yardım etmişse de bunun çalışma ilişkisi olduğunu göstermeyeceğini, davacının talebinin hak düşürücü süreye uğradığını, davacının çalışmalarının kesintisiz olmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
    Davalı Kurum vekili dilekçesinde özetle; davacının talebinin hak düşürücü süreye uğramış olduğunu, davacının çalışmaları bakımından kurum kayıtlarının esas olduğunu, sadece tanık beyanlarına dayanılarak iddianın ispatına muvafakatlarının olmadığını, işyeri kayıtlarının celp edilmesi gerektiğini, işyerinin yasa kapsamına alınış tarihinin tespitini, ücret ve bağımlılık unsurlarının araştırılmasını, iddianın resmi, yazılı, sağlıklı delillerle ispatlanmasını, davacının hizmet akdine dayalı olarak fiilen çalıştığını ispatlaması gerektiğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

    ./..

    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
    Davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işyerinde;21/12/2008-31/12/2008 tarihleri arasında 9 gün, 01/01/2009-01/09/2009 tarihleri arasında 241 gün, 03/06/2010- 31/12/2010 tarihleri arasında 208 gün,01/01/2011-31/12/2011 tarihleri arasında 360 gün, 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasında 360 gün,01/01/2013-31/03/2013 tarihleri arasında 90 gün, 01/04/2013-31/12/2013 tarihleri arasında 144 gün,01/01/2014-29/04/2014 tarihleri arasında 64 gün, prime esas asgari kazançla çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede; “İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu , davalı ... Öner vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının oy birliği ile esasdan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle ;... Anadolu 20. İş Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli, 2014/343 Esas-2017/195 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı ... Öner vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.
    E)Temyiz :
    Davalı Kurum vekili , davacının 2009 yılı öncesindeki çalışmalarının hak düşürücü süre uğradığını, ev işlerinde çalışan davacının çalışmaları açısından sürekliliğin irdelenmesi gerektiğini, yetersiz tanık anlatımlarına dayanılarak kurulan hükmün bozulması gerektiğini belirtimiştir.
    Davalı ...temyiz dilekçesinde özetle, hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi gerektiğini, tespit istenen tarih aralığında davacının başka işyerlerinde çalışmalarının bulunduğunu, bir kişinin 06:00-24:00 saatleri arasında kesintisiz çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Davanın yasal dayanağı Mülga 506 sayılı Kanunun 3.maddesinin D bendi ile 5510 sayılı Kanunun 6.maddesinin c bendi, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.maddesidir.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 2. maddesinde genel bir tanım yapılarak, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre "sigortalı" sayılacağı belirtildikten sonra, 3. maddesinde kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları ve hangi kişiler hakkında da bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı açıklanmıştır. Buna göre sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, sözleşmede öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde görülmesi, 3. maddede belirtilen "sigortalı sayılmayan" kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir.
    506 sayılı Kanunun 3. maddesi sigortalı sayılmayanları; diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır.
    Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca:
    “Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar: …D) (Değişik: 11/8/1977 - 2100/1 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…”
    ./..

    Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi uyarınca; “…Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında; …c) (Değişik: 17/4/2008-5754/4 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”.
    Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun kapsamı dışında bırakılmış iken, 24/08/1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24/11/1977 tarihinde yürürlüğe giren 11/08/1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun"un 6. maddesi ile de aynı yöndeki uygulamaya devam edilmiştir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Kanuna 6552 sayılı Kanunun 55.maddesiyle eklenen ve 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.madde hükmüne göre "Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar ile konut kapıcılığı işyerlerinde çalıştırılan sigortalılar hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanır."
    05/02/2014 tarih 2013/10-2280Esas, 2014/65Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı"nda sürekli çalışma kavramı “uygulamada haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve çalışma bir süre devam etmişse, bu çalışma sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır.” Yargıtay"ın yerleşmiş içtihatları da aynı yöndedir.
    Yukarıda açıklanan bilgilere göre, 01/04/2015 tarihine kadar haftanın yarısından fazlası ev hizmetinde çalışan kişi sürekli çalışan kabul edilmelidir. 01/04/2015 tarihinden sonra ise ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar sigortalı sayılır.
    Dosyadaki bilge ve belgeler incelendiğinde; davalı işveren adına işyeri tescil bilgisi bulunmadığı, davacının hizmet cetveline göre, 12/01/2007-06/07/2007 tarihleri arasında 1094780 sicil numaralı işyerinden, 12/07/2007-21/12/2008 tarihleri arasında 486537 sicil numaralı işyerinden, 02/09/2009-02/06/2010 tarihleri arasında 1092701 sicil numaralı işyerinden çalışmalarının bildirildiği, bu işyerlerindeki çalışmalarının ayda 30 gün üzerinden kurum kayıtlarında eksiksiz olarak yer aldığı, mahkemece davacının çalışmalarının kesintili olduğu, blok çalışma olmadığı değerlendirilmiş, davanın 2014 yılında açılması sebebiyle de çalışmanın geçtiği yılın sonunda itibaren 5 yıl geçmiş olması nedeniyle 01/09/2001- 11/01/2007, 07/07/2007-11/07/2007 tarihleri arasındaki tespit talebinin hak düşürücü süreye uğradığı değerlendirilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda, öncelikle davacının tam olarak ne iş yaptığı ve yapılan işin tam gün çalışmayı gerektirecek bir iş olup olmadığı ortaya konmadan, başka evlere de çalışmaya gittiği göz önünde bulundurulduğunda tam gün çalışmanın kabul edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Yapılacak iş, davacının tüm mesaisini davalıya ait konutun ev hizmetlerine hasredip hasretmediği, SGK ilgili İl Müdürlüğü’nden gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle dava konusu taşınmaza o tarihte komşu konutlarda ikamet eden veya işyeri bulunan kişileri, komşu konutlarda çalışanlar ile site yönetimini, güvenlik görevlilerini tespit ederek bu kişilerin tanık olarak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacı başka evlere de çalışmaya gittiğinin tespiti halinde tam gün çalışma kabul edilemeyeceğini gözeterek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    ./..

    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    Davalı Kurum ve Davalı ...vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    H)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan Reha Öker"e iadesine, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi