Ceza Genel Kurulu 2015/1095 E. , 2016/392 K.
"İçtihat Metni"Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 26.12.2014
Sayısı : 565-768
Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin, Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.04.2012 gün ve 702-302 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 01.08.2012 gün ve 25567 sayı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosya mahkemesine gönderilmiş,
Yeniden inceleme yapan Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesince 12.02.2013 gün ve 702-302 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 22.10.2014 gün ve 6504-24195 sayı ile;
“Katılan kurumun gerçek zararı, vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre bilirkişiye hesaplattırılarak, sanığa "şikayetçi kurumun bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" ilişkin usulüne uygun olarak bildirimde bulunularak, makul bir süre verilip sonucuna göre hakkında 6253 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 26.12.2014 gün ve 565-768 sayı ile;
"05.05.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesinde; "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar" denilmiştir.
Bu altı aylık süre 06.01.2013 tarihinde sona ermektedir. Kaldı ki sanığa 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesindeki uygulamayı belirtir açıklamalı davetiye tebliğ edildiği, bu tebligata rağmen belirtilen süre zarfında sanık tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, BEDAŞ"ın cevabi yazısından anlaşılmıştır. Her ne kadar Yüksek Yargıtay ilamında, 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca sanığa ihtarat yapılarak makul bir süre verilmesi, bu süre sonunda gereğinin takdir edilmesi gerektiği belirtilerek eksik incelemeden söz edilmiş ise de, mahkememizce bu ihtarat yasal süresi içinde davetiye tebliği suretiyle yapılmıştır. Bunun yanında, kanaatimizce 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesinde belirtilen süre kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık bir süreyi kapsamakta olup, madde metninde yalın bir biçimde belirtilen süre dışında, kıyas yoluyla bu tarihten sonra uygulama yeteneği bulunmamaktadır. Aksi düşünce, 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesine sınırsız bir süre tatbik kabiliyeti sağlayacaktır.
Bozma ilamına konu olan mahkememiz kararı ile, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararına da atıf yapılarak sanığın beraatine hükmolunmuştur. Kanaatimizce CMK"nun 223. maddesi uyarınca asıl olan "beraat" kararıdır. Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve belirtilen gerekçeler ile sanığın beraatine karar verilmesi gerekiyorsa, artık 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesine dayanılarak sanığın çağrılıp, bu geçici maddede belirtilen süre de geçmiş olmasına rağmen "makul bir süre verilerek", bu süre zarfında öngörülen elektrik bedelini ödemesini bekleyip sonucuna göre karar verilmesi mümkün ve adil görülmemiştir" gerekçesiyle, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2015 gün ve 144810 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanığa, katılan kurumun gerçek zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İnceleme konusu dosyada; yerel mahkemece bozmadan sonra, katılan şirketin vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre oluşan zararı bilirkişiye hesaplattırılmak suretiyle bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, akabinde ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle karar verildiği anlaşıldığından, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.12.2014 gün ve 565-768 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, temyiz incelemesi için dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
.