22. Hukuk Dairesi 2018/11780 E. , 2018/21575 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 8. ... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ... sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini, feshin sendikal nedenle yapıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ... sözleşmesinin sendikal sebeple değil, davacının amirleri hakkında ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı konuşmalar yapmak, ... koşullarını kötülemek ve işyerini aşağılama suretiyle diğer çalışanların motivasyonunu düşürmek şeklindeki davranışları sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, sendikal sebep iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli bir sebebe dayanmadığı, aksine sendikal sebebe dayalı olduğu gerekçesiyle davacının işe iadesine, boşta geçen süre ücreti olarak dört aya kadar ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerektiğinin tespitine, ayrıca davacıya 6356 sayılı Kanunun 25/4-5 maddesi gereğince işe başvurmasına rağmen işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartı aranmaksızın ödenmesi gereken tazminat miktarının on üç aylık brüt ücret tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, feshin geçersiz olduğuna ve davacıya sendikal tazminat ödenmesi gerektiğine dair mahkeme kararının yerinde olduğu, diğer yandan davacı lehine sendikal tazminat takdir edilirken yasa gereği en az bir yıllık tutar olarak belirtilen ve yerleşik uygulama gereğince de bir yıllık tutar olarak kabul edilen sendikal tazminat miktarından uzaklaşılmasını gerektirir gerekçe belirtilmeksizin davacı lehine on üç aylık sendikal tazminata hükmedilmiş ise de, aleyhine karar oluşturulan davalı tarafça sendikal tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin bulunmaması, ... Kanununda sendikal tazminat miktarının bir yıldan az olmamak üzere verilebileceğine yönelik düzenleme karşısında bir yıldan fazla süre için de tazminat belirlenmesinin yasal olarak mümkün olması ve sendikal tazminat miktarının kamu düzenine ilişkin resen dikkate alınabilecek hususlardan olmaması birlikte değerlendirildiğinde bu konuda Dairece değerlendirme yapılmadığı ifade edilerek, oyçokluğu ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-İşverence yapılan feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu"nun 25. maddesinde düzenlenmiş olup; 25. maddenin 1. fıkrasında, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı belirtilmiştir. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, ... sözleşmesini 6356 sayılı Kanun"un 25. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sendikal sebeplerle feshetmesi halinde, işçi 4857 sayılı Kanun"un 18, 20 ve 21. madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. ... sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanun"un yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, ... yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, ... yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, ... yerinde önceki dönemlerde toplu ... sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususların araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda davacı 02.03.2016 tarihinde ... Sendikasına ardından 13.06.2016 tarihinde ... Sendikasına üye olduğunu ve sendikal faaliyetlerde bulunduğunu, bu durumun öğrenilmesi üzerine ... sözleşmesinin 07.09.2016 tarihinde işverence işçinin davranışları sebebiyle feshedildiğini, feshin sendikal sebebe dayandığını ileri sürmüş, davalı ise feshin haklı sebebe dayandığını, sendikal sebebin söz konusu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalı ... yerinde lastik ... sendikasının gerekli çoğunluğu sağlamak için örgütlenme faaliyetinde bulunduğu, bu durumun ... veren tarafından fark edildiği, 23 kişinin sendikaya üye olduğu, bunlardan 3’ünün ... akdinin feshedildiği, sendika üyeliğinden istifa eden 7 işçinin halen çalışmasını sürdürdüğü, davacının sendikaya 12/07/2016 tarihinde üye olup sendikaya üye olduğu tarihten itibaren 2 aylık süre geçmeden ... akdinin feshedildiği, sendika üyeliğinden istifalar ve ... akitleri feshedilen işçi sayısı itibarı ile neredeyse üye sayısının yarı oranında azaldığı, halen çalışmasını sürdürmekte olan işçilere dönemsel olarak zam yapılırken sendikalı-sendikasız ayrımı yapılıp sendikasız işçilere daha yüksek oranda zam yapıldığı, davalı ... verenin sendikalı işçileri tespit etmek amacı ile birebir görüşmeler yapıp kendilerinden e-devlet şifresini ... verene bildirmelerini söylediği gerekçesiyle feshin sendikal sebebe dayandığı kanaatine ulaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince de, aynı davalıya karşı diğer işçilerce açılan işe iade davalarında feshin sendikal nedenlerle yapıldığına yönelik verilen karar içerikleri ve bu kararların onanmasına yönelik Yargıtay kararları dikkate alındığında mahkemenin feshin sendikal nedenlerle yapıldığı yönündeki kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına göre, gerek mahkemece gerekse bölge adliye mahkemesince feshin geçerli bir sebebe dayanmadığı sonucuna varılması isabetli ise de, sendikal sebebe yönelik araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, işyerinde 2014, 2015 ve 2016 yıllarında ... sözleşmesi sona ... işçilerin sayıları dikkate alındığında feshin sendikal sebebe dayandığının kabul edilemeyeceğini, 2016 yılında 350 civarında işçiden 21 tanesinin ... sözleşmesinin sona erdiğini, bu 21 işçiden sadece 2 işçinin ... sözleşmesinin işverence feshedildiğini savunmuştur. Davalı işveren tarafından dosyaya sunulan ... Teftiş Kurulu’nun yerinde inceleme tutanağında da, benzer bilgilere yer verilmektedir. Mahkemece, gerek işverenin gerekse sendikanın bildirdiği bilgiler ile dosyada mevcut diğer kayıtlar (..., ÇSGB kayıtları gibi) karşılaştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, sadece sendikanın cevabi yazısı doğrultusunda sendikal sebebin mevcut olduğu kanaatine varılması yerinde değildir. Ayrıca sendikanın cevabi yazısında bildirilen üye sayısı, istifa eden üye sayısı gibi sayısal bilgilerin hangi tarihe ilişkin olduğu belirsizdir. Sendika tarafından üyelikten istifa edip işyerinde çalışmaya devam eden işçiler olduğu ifade edilmiş ise de, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle iken, sendika tarafından gönderilen cevabi yazıya göre sendikal feshe dair bazı hususlar yeterince aydınlanmadığı halde, mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir. Bölge Adliye Mahkemesince de, aynı işyerine ilişkin olmakla birlikte bir başka sendikaya üyelik sebebiyle yapılan fesihlere ilişkin kararlar emsal kabul edilerek, feshin sendikal sebebe dayandığı sonucuna varılması hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, sendika ve davalı işverenden, işyerinde fesih tarihinden altı ay önce ve altı ay sonraki dönemi kapsayacak şekilde sendikaya üye olan, üyelikten çekilen, üyelikten çekilenlerden çalıştırılan, üye olup ... sözleşmesi feshedilen, sendikadan istifa eden işçi sayısı ve istifa tarihlerinin ve sendika üyesi olup işyerinde çalışması devam eden işçiler olup olmadığının sorularak feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Mahkemece işçilere dönemsel olarak zam yapılırken sendikalı-sendikasız ayrımı yapılıp sendikasız işçilere daha yüksek oranda zam yapıldığı kanaatine varılarak feshin sendikal sebebe dayandığına karar verilmiştir. Ne var ki, dinlenen davacı tanıkları, işverenin 2016 yılında zam yapacağını bildirmesine rağmen, sendika üyesi işçilere zam yapmadığını ifade ettiği halde, davalı tanıkları işverence tüm çalışanlara zam yapılmasının taahhüt edilip edilmediği konusunda farklı şekilde beyanda bulunmuştur. Ayrıca davacı tanığı ... (beyanına göre sendika üyesi olup olmadığı anlaşılamamakta ise de), kendisine sadece 130 TL zam yapıldığını ifade etmiş; buna karşılık davalı tanığı ... ise zammın tüm çalışanlara yapılacağının söylendiğini, ancak performansa göre zam yapıldığını, kendisinin 290 TL zam aldığını ifade etmiştir. Mahkemece, işyerinde işyeri uygulaması şeklinde bir zam uygulaması olup olmadığı, bu uygulamanın kapsamı, zammın hangi esaslara göre uygulandığı, 2016 yılı itibariyle zam yapılıp yapılmadığı gibi hususlar yeterince araştırılıp açıklığa kavuşturulmadan salt tanık beyanlarına göre sendikalı ve sendikasız işçiler arasında ücret zammı yönünden ayrım yapıldığı sonucuna varılması isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de, Mahkemece sendikal tazminat miktarı davacının 13 aylık ücreti tutarında belirlenmiş olup, bölge adliye mahkemesince davalının bu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürmediği, ayrıca kanundaki ifadeye göre en az bir yıllık ücret tutarında sendikal tazminata hükmedileceği, bu itibarla sendikal tazminat miktarının kamu düzenine ilişkin olarak da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle bu yönde bir değerlendirme yapılmamasına, oy çokluğu ile karar verilmiştir. Karşı oy yazısında, yerel mahkemenin sendikal tazminat miktarını takdir ederken alt sınırdan ayrılmayı gerektirir herhangi bir husus bulunmamasına rağmen, 13 aylık brüt ücret tutarında sendikal tazminat miktarını belirlemesinin hatalı olduğu, ayrıca davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yerel mahkemenin takdir ettiği sendikal tazminata yönelik istinafı varken, davalı vekilince sendikal tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin bulunmaması gerekçesiyle, yerel mahkemenin takdir ettiği 13 aylık sendikal tazminat miktarı hususunda değerlendirme yapılmadığına yönelik çoğunluk görüşüne katılınmadığı görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta, kabule göre kanunda belirtilen alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirir bir sebep bulunmadığı halde, davacı lehine 13 aylık tazminata hükmedilmesi yerinde değildir. Ayrıca, dosya kapsamına göre davalı vekilinin sendikal tazminatın kabulü kararına ilişkin olarak istinaf başvurusunda bulunduğu, bir diğer ifade ile sendikal tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu hususunu istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Anılan başvurunun sendikal tazminatın miktarına yönelik başvuruyu da kapsadığı kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesinin, sendikal tazminat miktarına ilişkin istinaf incelemesi yapılabilmesi için, sendikal tazminatın kabulüne yönelik başvurunun dışında, ayrıca sendika tazminatın miktarına yönelik başvurunun da gerekli olduğuna dair çoğunluk değerlendirmesi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olmasına rağmen, istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılmasıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/10/2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.