Taraflar arasındaki asıl ve birleşen elatmanın önlenmesi ve iptal davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın usulden, karşı davanın ise esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, davadan feragat edilmesi üzerine dosya evrak üzerinden incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -
1-Asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı vekili, kararı süresinde temyiz ettikten sonra taraf vekilleri asıl, birleşen ve karşı davalardan feragat etmişlerdir. Dosyaya ibraz edilen vekaletnameler kapsamından taraf vekillerinin feragat yetkilerinin olduğu anlaşılmaktadır. Feragat, 6100 sayılı HMK"nın 311. madde hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun"un 309/2. maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun"un 310. maddesi uyarınca davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Mahkeme davadan el çektiğinden, karar ortada durduğu müddetçe, davayı yeniden ele alıp, feragat nedeniyle bir karar veremez (11.04.1940 gün ve 70 sayılı İBK, 21.11.1981 gün ve 2-551 sayılı HGK kararı). Bu itibarla, davadan feragat nedeniyle mahkemece bir karar verilmesi gerektiğinden, bunun sağlanabilmesi için hükmün öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre, asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz ve temyizden feragat isteminin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz ve temyizden feragat isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.