23. Hukuk Dairesi 2014/10718 E. , 2015/5942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2014
NUMARASI : 2013/357-2014/162
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hizmet alım sözleşmeleri tanzim edildiğini, 2008 yılı mali işlemlerinin Sayıştay tarafından denetlenmesi sırasında, vasıflı işçilere yapılan asgari ücret fiyat farkı ödemelerinin hatalı hesaplanması sonucu davalı şirkete 4.534,48 TL ve 21.014,68 TL fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.549,16 TL"nin kamu zararının oluştuğu tarihten itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, vasıflı işçilere ödemelerin tam ve eksiksiz yapıldığını, sözleşmelerin davacı tarafından tanzim edildiğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 20.03.2012 tarih ve 2012/5473 E., 2013/5392 K. sayılı ilamıyla; dava dilekçesinde taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca asgari ücret fiyat farkı ödemelerinin fazla yapıldığı iddia edildiğine göre, bu hususun gerçekten var olup olmadığı incelenip, değerlendirilerek davanın buna göre sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca asgari ücret fiyat farkı ödemelerinin fazla yapılıp yapılmadığı belirlenerek, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; tarafların 26.07.2007 ve 07.11.2007 tarihli hizmet alımları tip sözleşmeleri kapsamında karşılıklı edimlerin ifa edildiği, yapılan ödemelerin miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafın talebinin dayanağının Sayıştay denetçilerince sözleşme hükümlerine göre vasıflı işçilere asgari ücretin üzerinde ödenen bedellerin usulsüz kabul edilmesi nedeniyle davalıdan talep edilmesine ilişkin olduğu, davalı tarafça sözleşme kapsamında ihale ile alınan hizmetlerin yerine getirildiği ve sözleşme kapsamında tahsilat yapıldığı, 24.487,32 TL fazla ödemenin olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile anılan miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4"te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890.00 TL"dir.
HUMK"nın, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4. madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamakta ise de, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik temyiz yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile temyiz hakkı saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak Sayıştay denetiminde davalıya fazla ödendiği tespit edilen 4.534,48 TL ile 21.014,68 TL olmak üzere toplam 25.549,16 TL"nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece 24.487,32 TL"nin tahsiline ilişkin karar, reddedilen miktar yönünden davacı vekilince katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde fazla ödenen miktarlar belirtilip, bu miktarlar toplamının tahsili istendiğinden, başka bir anlatımla alacağın tamamının dava edildiği anlaşıldığından, istemin reddedilen kısmı, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında ise de, temyiz katılma yolu ile yapıldığından davacı vekilinin temyiz itirazları da incelenmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.