21. Hukuk Dairesi 2015/2554 E. , 2015/9303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ödenmeyen tedavi giderinin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; 11.06.2009 tarihinde.... Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Kliniğinde ilaçlı stent takılan davacının, ilaçlı stent bedeli 4.040,28 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı alacağı 4.040,28 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece 24.03.2011 tarih, 2010/451 E. - 2011/116 K. sayılı Kararla; “davanın kısmen kabulü ile, 3.333,96 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine” karar verildiği, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, Dairemiz tarafından 25.12.2012 tarih, 2011/5447 E. – 2012/24518 K. sayılı Kararla eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği, fiyat araştırması yapılması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulduğu görülmüştür.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. ...nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.,
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde Yargıtay"ın temyiz eden tarafın yararına olarak verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme artık, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir.
Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
Dairemizin 25.12.2012 tarih, 2011/5447 E. – 2012/24518 K. sayılı Kararı ile bozulan Mahkemenin 24.03.2011 tarih, 2010/451 E. - 2011/116 K. sayılı kararında, “davanın kısmen kabulü ile, 3.333,96 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiş olması ve kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması karşısında davalı yararına "usulü kazanılmış hak" doğmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş olması nedeniyle davalının daha aleyhine olan bir hüküm kurulmaması gerekmektedir. Buna göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendindeki, “4.040,28” rakamının silinerek yerine “3.333,96” rakamının yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.