Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından 07.09.2010 keşide tarihli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, bu dava ile birleştirilen davada ise 27.10.2010 tarihli başvurusu ile takip dayanağı çek altındaki imzaya itirazını bildirerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihi 26.10.2010 olarak belirlendiğine göre, borçlunun 27.10.2010 tarihli imzaya itirazının İİK. nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan, İİK. nun 167/son madde hükmü uyarınca kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması halinde senet aslının icra dairesine tevdii zorunludur. Ancak bu husus, kamu düzeni ile ilgili olmayıp, mahkemece re’sen nazara alınamaz. Ancak borçlunun ödeme emri tebliği üzerine 7 günlük sürede yapacağı şikayet üzerine icra mahkemesince değerlendirilebilir.
Somut olayda, borçlunun İİK. nun 167/son maddesine aykırılık bulunduğuna dair, bir diğer anlatımla çek aslının icra kasasına alınmadığına dair bir şikayeti olmadığı halde, mahkemece HUMK. nun 74.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi de göz ardı edilerek yazılı gerekçe ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece borçlunun imzaya itirazının yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.