Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/811
Karar No: 2016/4720
Karar Tarihi: 19.04.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/811 Esas 2016/4720 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/811 E.  ,  2016/4720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.07.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ..... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, maliki olduğu 198 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait taşınmazlardan geçit kurulmasını istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının maliki olduğu 198 parsel sayılı taşınmaz yararına davalıların maliki olduğu 199, 211, 223 ve 370 sayılı parsellerden geçit kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı 211 parsel maliki ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Diğer taraftan, bu tür davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, pafta örneğinden 198 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu görülmektedir. Hükme esas alınan 10.07.2013 günlü bilirkişi kurulu raporunda, davacının malik olduğu 198 sayılı parselin genel yola bağlantısını sağlayan iki seçenek belirlenmiştir. Bu seçeneklerden birincisinde, halen zeminde yol olarak kullanılan 221, 182 ile 222 parsellerin batı sınırından geçerek genel yola bağlanmaktadır. Mahkemece geçit kurulmasına karar verilen ikinci seçenek ise, 199 sayılı parselin güneydoğu sınırından başlayıp 211 ve 223 parsel sayılı taşınmazların ortak sınırından ve 370 sayılı parselin kuzeydoğu sınırından geçerek genel yola bağlanmaktadır. Aleyhine geçit kurulan taşınmazlardan 223 sayılı parsel 883,29 m2, 211sayılı parsel 1.016,51 m2, 370 sayılı parsel 179,95 m2, 199 sayılı parsel ise 1.102,33 m2 yüzölüçümünde olup; birinci seçeneği oluşturan güzergahtaki 221 sayılı parsel 1.677,98 m2, 182 sayılı parsel ise 1.481 m2 yüzölçümündedir. Görülüyor ki, aleyhine geçit kurulan taşınmazların diğer taşınmazlardan miktar olarak daha küçük oldukları açıkca anlaşılmaktadır. Bu nedenle, komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmeden geçit kurulması doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, mutlak geçit ihtiyacı içerisindeki 198 sayılı parselin doğu sınırında keşifler sırasında da gözlenen zeminde fiilen kullanılan bir yol bulunmaktadır. Fiili olarak kullanılan bu yol genel yola bağlanmaktadır. Bu nedenlerle, geçit kurulmasına karar verilen geçit güzergahı taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibine uygun düşmediği gibi, komşuluk hukuku ilkelerine aykırıdır.
    Bunların yanında, davacının maliki olduğu 198 sayılı parselin batı sınır komşusu 199 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak geçit hakkı kurulmasına ilişkin olarak açılan dava, bu dava ile birleştirilmediği halde birlikte açılmış veya birleştirilmiş gibi değerlendirilerek hüküm kurulmasıda doğru değildir.
    Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, 198 sayılı parselin doğu sınırında yer alan fiili yol seçeneğinin değerlendirilerek geçit kurulabilecek en uygun alternatif yollar belirlenerek, hüküm tarihine yakın tespit edilecek geçit bedeli depo ettirilmek olmalıdır.
    Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik incleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
    19.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi