10. Hukuk Dairesi 2016/1302 E. , 2018/2548 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılamada ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dava, 05.03.2010 tarihinde davalı ... Nak. Taşımacılık San. Tic. Ltd. Şti."nde madenci olarak çalışan sigortalının, diğer davalı ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş.’nin 7 no."lu ... sahası ... Ocağında çalışırken devrilen vagonların yola koyulması sırasında vagonun üzerine devrilmesiyle kazalanması olayı neticesinde yapılan sigorta yardımlarının rücuan tazmini istemine ilişkin olup Mahkemece, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu davada, Mahkemece öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğini, bir başka ifade ile asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı hususu tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanması gerekmektedir. Bunun için davalılar arasında kaza tarihinde mevcut sözleşme örneğinin ve davalı ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş.’nin ... . İş Mahkemesinde 2014/847 E. sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü beyan ettiği tazminat dosyası getirtilerek davalılar arasında alt işveren-üst işveren ilişkisinin olup olmadığı ile kusur oranlarının ayrıştırılarak tespiti ile neticesine göre karar verilmesi gerekmekte iken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2) Sigortalının iş göremezlik derecesine, davalı ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş.’nin itirazı üzerine S.S. Yüksek Sağlık Kurulu"nca aynı şekilde % 45,2 olarak belirlenen iş göremezlik oranına davalı işverence bir kere daha itiraz edildiği halde, mahkemece bu konuda inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde ( 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu"na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı Başkanlıklarınca ya da ... Sağlık Kurulu"nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin 6754 sayılı Yasayla değişik 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu"nun 26. maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp 2. Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
Mahkemece sigortalının sürekli iş göremezlik oranının kesin olarak belirlenmesi için yukarıda belirtilen prosedür kapsamında irdeleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnş. Liman Gemi Yat Yapım Turz. Nak. San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.