Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlular hakkında 4 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senederine mahsus haciz yoluyla takip yapılmış, borçlu süresinde icra mahkemesine başvurarak, 15.07.2007 vade tarihli 2.900,00 TL bedelli bonoya 2 rakamının somadan eklendiğini, esas borcunun 900,00 TL olduğunu, yine 15.02.2008 vade tarihli 11.650, 00 TL bedelli bonoya 11 rakamlarının somadan eklendiğini, esas borcun 650 TL olduğunu, 15.06.2007 vade tarihli 115 TL bedelli bonodaki imza ile 15.02.2007 vade tarihli 1.025,00 TL bedelli bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek borca ve imzaya itiraz etmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, imzası inkar edilen bonolardan 15.02.2007 vade tarihli 1.025,00 TL bedelli bonodaki imzanın borçluya ait olmadığı, 15.06.2007 vade tarihli 115 TL bedelli bonodaki imzanın ise borçluya ait olduğu, 15.07.2007 vade tarihli 2.900,00 bedelli bonoya 2 rakamının somadan eklendiği, 15.02.2008 vade tarihli 11.650,00 TL bedelli bonoya ise 1 rakamının somadan eklendiği belirtilmiş, söz konusu rapor hükme esas alınarak 15.02.2007 vade tarihli 1.025,00 TL bedelli bono yönünden imzaya İtirazın kabulü ile bu bono yönünden takibin durdurulmasına, 15.07.2007 vade tarihli 2.900,00 bedelli bono ve 15.02.2008 vade tarihli 11.650,00 TL bedelli bonolar yönünden ise tahrifat iddiasının kabulü ile 3.650,00 TL"yi aşan miktar yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.
Tahrifatlı olduğu bilirkişi raporları ile belirlenen senetlerin lehdarı takip alacaklısı olmakla,bonoların lehdarı olan alacaklının bonodaki tahrifatı bilebileceği, bu nedenle İİK"nun 169/a-6. maddesinde öngörülen kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Takipte fazla istenen 12.000 TL"lik kısmı için ağır kusurlu ve kötüniyetli sayılacağından bu miktarın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Bunun yanında İİK.nun 170/4.maddesi gereğince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %ıo"u oranında para cezası ile sorumlu olacağı öngörülmüş olup, mahkemece imza itirazı kabul edilen 1.025,00 TL bedelli senet yönünden de tazminat ve para cezasına hükmedilmemesi yasaya uygun değildir.
Öte yandan mahkemece verilen hükümde her ne kadar asıl aladak miktarının 3.650,00 TL ye indirilmek suretiyle takibin bu miktar üzerinden devamına karar veriImiş ise de imza itirazı kabul edilen 15.02.2007 vade tarihli 1.025,00 TL bedelli bono bedelli ve tahrif olunan bonoların tahrifat sonucu artırılan kısmı asıl alacak miktarından düşüldüğünde takibin 2.665,00 TL üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken, bu miktarı aşar şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.