19. Hukuk Dairesi 2014/20352 E. , 2015/8246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının ortağı olduğu ... Bankasına olan borcunun 8.000,00-TL"sine müvekkilinin kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine bankanın borcu 12.000,00-TL olarak müvekkilinden tahsil ettiğini, müvekkilinin haksız olarak ödediği paranın iadesi için davalı ve anılan şirket hakkında başlattığı icra takibinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takip konusu alacağın %40"ından az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı, husumet ve yetki yönünden, müvekkilinin şirket müdürü olarak sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğundan da esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davalının 28.07.2009 tarihinde ... Şti."ndeki payını diğer ortak..."a devretmek suretiyle şirketten ayrıldığı ortak olduğu süre içerisinde şirkete temsil ve ilzama yetkili müdür olarak görev yaptığı, kredi sözleşmesini ve limit arttırımlarını şirket temsilcisi olarak imzaladığı, ayrıca 26.200,00-TL"lik miktar için müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girdiği, davacının sorumlu tutulup ödediği borcun, davalının şirket ortağı ve temsilcisi olduğu süre içerisinde oluştuğu ve ödenen bu kefalet limitinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, dava dışı şirkete genel kredi sözleşmesi uyarınca verilen kredide kefil olduğunu ve kefil sıfatıyla ödeme yaptığını bildirerek, ödediği miktarın aynı sözleşmede kefil olan davalıdan rucuen tahsiline karar verilmesini istemiştir. TBK."nın 596. maddesine göre, kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. Mahkemece kefilin ödediği miktar ve davalı diğer kefilin sorumlu olacağı miktar, genel kredi sözleşmesindeki kefalet miktarı ve limitler dikkate alınarak tespit edilerek, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ödendiği bildirilen alacağın tamamının davalı kefilden tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte bahsedilen nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.