Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/18437 Esas 2017/10898 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/18437
Karar No: 2017/10898
Karar Tarihi: 14.09.2017

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/18437 Esas 2017/10898 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir sanığın eşi olan mağduru silahla yaraladığı suçtan mahkumiyetine karar verdi. Ancak, mağdurun soruşturma aşamasında ve mahkemede verdiği ifadeler arasındaki çelişki göz önüne alınmadı ve sanığın hukuki durumu yeterince incelenmedi. Ayrıca, adli para cezasının infazıyla ilgili yeni bir düzenleme göz ardı edilerek, cezanın gün yerine ay olarak belirlenmesi hatalı bulundu. Kanunlar açısından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesi ve 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi üzerinde durulması gerektiği belirtildi. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozuldu ve sanığın kazanılmış hakkı göz önünde bulundurularak yeniden incelenmesine karar verildi.
3. Ceza Dairesi         2016/18437 E.  ,  2017/10898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Mağdurun, soruşturma aşamasında sanığın kendisini itmesi sonucu koltuğa düştüğünü, yerde iken sanığın yüzüne yumruk ve tekme ile vurduğunu, mahkemede bu beyanını doğruladığı ancak mahkemede sorulması üzerine sanığın elinde kesici bir şey, çatal bıçak olduğunu, bunları kullanmış olabileceğine dair vermiş olduğu beyan karşısında, mağdurun soruşturma aşamasında neden sanığın kendisini bıçakla yaraladığı hususunu belirtmediğinin sorulması, soruşturma aşaması ve mahkemedeki beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılması, buna ilişkin adli raporu düzenleyen doktorun ve mağdurun çağrılarak, rapordaki mevcut yaralanmaların daha önce meydana gelip gelmediği hususunun açıklığa kavuşturularak sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
    2) Sanık müdafiinin lehe olan tüm hükümlerin uygulanması talebi karşısında 5237 Sayılı TCK" nin 62. maddesinin karar yerinde tartışılmaması,
    3) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,


    Kabule göre de;
    4) Eşi olan mağduru silahla yaralamak suretiyle birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında, TCK"nin 86/2 maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    5) Adli para cezasının gün yerine ay olarak belirlenmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



























    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.