Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12737
Karar No: 2017/3078
Karar Tarihi: 25.05.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12737 Esas 2017/3078 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/12737 E.  ,  2017/3078 K.

    "İçtihat Metni"




    Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 08.12.2015 tarih ve 2015/57-2015/428 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.05.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan birleşen dava (2007/362 E.) davalı ... vekili Av. ..., davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... ile birleşen (2007/363 E.) davada davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili kuruluşlardan yatırım ve kalkınma bankası olarak faaliyet gösterdiğini, ...nin ise diğer davacı bankanın bir iştiraki konumunda olup, 2499 sayılı göre kurulmuş, yatırımcılara hisse senedi ve yatırım bonosu aracılığı, kurumsal finansman, portföy yönetimi ve vadeli işlemler borsasında türev araçlar alım-satım hizmeti sunduğunu, dava dışı 17/01/2005 tarihinde hizmet akdi ile ve yönetmen sıfatıyla ...nin müşterilerine sunduğu sermaye piyasası hizmetleriyle ilgili sorumlulukları yerine getirmek üzere görevlendirildiğini, usulsüz işlemlerin ortaya çıkması sonucunda ise 03/05/2007 tarihinde ...nezdindeki tüm yetkilerinin iptal edildiğini ve bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine

    -/-
    sayılı davanın açıldığını, sahte müşteri talimatı yazıları ve sahte talimatları düzenleyerek müvekkili şirketin hesaplarından diğer müşterilerin hesaplarına, ya da müvekkili şirketin müşterisi dahi olmayan kişilerin değişik bankalarda bulunan hesaplarına para aktarımı yaptığını, hesaplarına para aktarılan bu kişilerin, paraların kendi hesaplarına aktarıldığını sorgulamadan ve araştırmadan gelen paraları kabul ettiklerini ve bir kısmını değişik bankalardaki hesaplarına aktardıklarını, bu şekilde, asıl dava davalısı ...’e 44.700,00 TL, birleşen 2007/362 Esas sayılı davasında davalı ...’ın hesabına 14.500,00 TL, birleştirilen s sayılı davasında davalı ...’in hesabına 8.900,00 TL, birleştirilen Mahkemesi’nin 2007/354 Esas sayılı davasında davalı Gülsüm ...’in hesabına 120.970,00 TL’nin aktarıldığını, buna göre, bu miktarların ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl dava davalısı ... vekili asıl ve karşı davada, davaya bakmakta asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan bahisle işbölümü itirazında bulunmuş, ayrıca, müvekkilinin C Menkul Değerler nezdinde hesap açtırdığını, davacı banka ile hiçbir ilgisinin olmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, esas yönünden ise, 04/04/2005 tarihinde müvekkilinin 12.000,00 TL yatırmak suretiyle, aracı kurumun hesabı açtırdığını, paranın yatırım ürünlerinde, özellikle değerlendirilmesi için açıldığını, borsada hesap açılan tarih ile müvekkili tarafından paranın çekildiği tarih dikkate alındığında çok iyi bir gelir getireceğinin ortaya çıkacağını, banka personeli ile daimi olarak temasta olan müvekkiline Müge Ulusoy tarafından gönderilen yazılarda hesabında 13/10/2006 tarihinde 236.000,00 TL, 01/02/2007 tarihinde ise 321.083,00 TL bakiye olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin bu yazılar doğrultusunda bankadaki hesabına dayalı olarak bir takım yatırımlar yaptığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, kötüniyetli olsa idi hesabındaki tüm parayı çekebileceğini, sadece ihtiyacı olduğunda para çektiğini, yurtdışında yaşadığından kayıtları da inceleyemediğini, istediği rakamların havale edilmesi nedeniyle bu konuda hiç şüphelenmediğini, bu zaman zarfında parasının çok iyi değerlendirildiğini görünce kendi hesabına yatırılmak üzere elden paralar da verdiğini, müvekkilinin yurtdışında yaşaması nedeniyle usulsüzlük yapan şahıs tarafından kurban olarak seçildiğini, bankanın çalışanının haksız eyleminden sorumlu olduğunu, özen ve denetim görevini tam olarak yerine getirmediğini, bu doğrultuda bildirerek, davanın reddi ile 45.000,00 TL alacağın ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davacılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    sayılı davasında davalı ... vekili, açılan davanın haksız olduğunu, dava dışı tarafından yapılan yasadışı işlemlerden haberdar olmadıklarını, kendilerinin bu olay nedeni ile suçlu durumuna düşürüldüğünü, oluşan bu mağduriyetin davacı bankanın denetiminin yetersiz oluşundan kaynaklandığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Birleştirile sayılı davasında davalı ... vekili, müvekkilinin çalıştığını,üzerine yatırım hesabı açtığını, hesabın açıldığına dair herhangi bir belge almadığını ve tüm birikimlerini bu hesaba değişik zamanlarda aynı işyerinde çalışan ... ve isimli bir personele elden vermek suretiyle yatırdığını, ...’ın da aynı şekilde kendi adına açılan hesaba yatırılmak üzere elden para teslimatı yaptığını, müvekkilinin zaman zaman telefonla hesap durumunu öğrendiğini, bir veya iki kez de paraya gereksinimi olduğundafaksla yazılı talimat gönderdiğini, da birkaç kez faksla müvekkiline müşteri portföy dökümü gönderdiğini, 2007 yılı Mart ayından sonraki siyasi gelişmelere göre müvekkilinin borsada düşüşler olacağı düşüncesiyle hesabındaki parayı çekmek istediğini, ancak tarafından paranın çekilmesi halinde zarara uğrayacağı belirtilerek, parasını çekmemesi yönünde telkinde bulunulduğunu, müvekkilinin ısrarı üzerine 20/04/2007 tarihind bulunan hesabına 20.000,00 TL gönderildiğini, bilahare, yine müvekkilinin ısrarıyla 27/04/2007 tarihinde aynı banka hesabına 40.000,00 TL gönderildiğini, müvekkilinin bilahare kendisine yetkilisinden gelen bir

    -/-

    telefon sonucunda kendisinden ve başkalarından para almasına rağmen hesap açmadığını öğrendiğini, müvekkilinin bankacılık işlemleri konusunda çok fazla da bilgi sahibi olmadığını, süreç içerisinde tarafından hesabına 1.000,00 TL ila 5.000,00 TL arasında paralar yatırıldığını, müvekkilinin bunun farkında olduğunu, ancak, bu yatırılan paraların değişik hesaplardan gönderildiği konusunda bilgisinin olmadığını, davacı tarafın bu şekilde bulunan hesabından müvekkiline aktarılan bedelleri talep etmekte haksız olduğunu, davacıların personellerinin usulsüzlükleri uzun zamandır devam etmesine rağmen gerekli denetim görevini yapmadığını, bu nedenlerle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Birleştirilen sayılı davasında davalı ... vekil, öncelikli olara aktif dava husumetinin bulunmadığını, bu davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı şirketlerden ...nin müşterisi olmadığını, müvekkilinin hesap numaralarının daha önceden olan banka işlemlerinde kullanıldığı için mevcut olduğunu ve bu şahsın müvekkilinin bilgi ve talimatı olmaksızın farklı tarihlerde hesabına para transferi yaptığını ve transferin yanlış yapıldığını bildirip, iadesini istediğini, müvekkilinin de her defasında aynı gün ile paraları geri gönderdiğini, bu nedenlerle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda ayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; mahkemece sanık özel belgede sahtecilik, 5411 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan cezalandırılması yönünde verilen 29/12/2009 gün, 22/05/2014 gün, sayılı ilamı ile 5411 sayılı Kanun"a muhalefetten belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması yönündeki hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına, özel belgede sahtecilik yönünden verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının ise kabulü ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nda zimmet suçu yanında sahtecilik suçundan ayrıca cezaya hükmolunmayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması karşısında sanığın zimmet eylemlerini gerçekleştirirken sahte belge tanzim etmesi fiilinin zimmet suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu, sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış ise de, banka personeli sıfatıyla zimmet suçu işleyen sanığın bu suçtan cezalandırıldığı ve kesinleştiği, 5411 sayılı Kanun"da zimmet suçu yanında ayrıca sahtecilik suçundan ceza verileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla, sanık tarafından düzenlenen sahte özel belgenin zimmet suçunun unsuru olduğu sonucuna varılarak özel belgede sahtecilik suçundan ceza tertibine yer olmadığına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 22/10/2014 tarihinde kesinleştiği, Mahkemesi"nin 2007/621 Esas – 2014/824 Karar sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davalıdan tahsili yönünde karar tesis edildiği, kararın temyiz edilmeksizin 29/01/2015 tarihinde kesinleştiği, buna göre, sonucu beklenen ceza mahkemesi kararında atılı zimmet suçunu işlediği belirlenerek Yargıtay bozma ilamı sonucunda da suçun sübutuna yönelik olarak belirlenen maddi olgularda herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığından ve anılan davasında da zimmetine para geçirdiği belirlendiğinden bozma öncesinde verilen kararla aynı yönde karar verilmesinin yerinde olacağı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, 33.700,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bu miktarın 2.700,00 TL’sine 11/10/2006, 14.000,00 TL’sine 26/10/2006, 7.000,00 TL’sine 06/10/2006, 5.500,00 TL’sine 31/08/2006, 4.500,00 TL’sine 21/02/2007 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine, karşılık davanın reddine, birleştirilen sayılı davasında; davanın kısmen kabulüne, 84.920,00 TL’nin davalıdan tahsili ile

    -/-


    davacılara verilmesine, bu miktarın 1.000,00 TL’sine 07/02/2006, 630,00 TL’sine 16/02/2006, 2.750,00 TL’sine 02/02/2006, 650,00 TL’sine 02/02/2006, 950,00 TL’sine 10/03/2006, 4.000,00 TL’sine 29/06/2006, 2.750,00 TL’sine 03/07/2006, 2.150,00 TL’sine 28/08/2006, 1.250,00 TL’sine 18/09/2006, 500,00 TL’sine 05/10/2006, 1.300,00 TL’sine 06/10/2006, 30,00 TL’sine 20/11/2006, 3.000,00 TL’sine 28/11/2006, 960,00 TL’sine 15/12/2006, 3.000,00 TL’sine 04/04/2007, 20.000,00 TL’sine 20/04/2007, 40.000,00 TL’sine 27/04/2007 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine,birleştirilen davanın reddine, birleştirilen 2007/362 esas sayılı davada davanın kabulüne, 14.500,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bu miktarın 1.500,00 TL’sine 09/11/2006, 10.000,00 TL’sine 05/03/2007, 3.000,00 TL’sine 11/04/2007 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
    Kararı davalı-k. davacı ... vekili ve birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı ... vekilinin husumet ve işbölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Yargıtay 3. HD"nin 11.11.2014 tarih 2014/9907 Esas 2014/14625 Karar sayılı bozma ilamında, dava konusu olan davalı eylemleri nedeniyle bankanın ve ...nin uğradığı zararların tazminine yönelik sayılı yargılama dosyasında karar alındığı, aynı zamanda sözkonusu zararın tazminine yönelik sayılı dava dosyasının derdest olduğu, mahkemece ceza mahkemesinde saptanan maddi olguların hukuk hâkimini bağlayacağı düşünülerek, ceza davasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması (818 sayılı BK. md. 53, 6098 sayılı TBK. md. 74 uyarınca); o davada belirlenen maddi olgularla dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmak suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Yargılama dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve kesinleşmesinin beklenmesi (818 sayılı BK. md. 53, 6098 sayılı TBK. md. 74 uyarınca), aynı zamanda sözkonusu zararın tazminine yönelik sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılamada ise mahkemece, sonucu beklenen ceza mahkemesi kararında atılı zimmet suçunu işlediği belirlenerek Yargıtay bozma ilamı sonucunda da suçun sübutuna yönelik olarak belirlenen maddi olgularda herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığından ve anılan davasında da zimmetine para geçirdiği belirlendiğinden bozma öncesinde verilen kararla aynı yönde karar verilmesinin yerinde olacağı belirtilmiştir.
    Ancak, bozma ilamında belirtildiği şekilde ceza dosyasındaki maddi olgular ile dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmadığı gibi, i nezdinde görülen davada dava konusu miktarların dava dışı ile bir kısım davalılardan da tahsiline ilişkin hüküm tesis edildiği, dolayısıyla açılan davanın mükerrer tahsilata ilişkin olduğu iddiası değerlendirilmemiş; hükmün açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı-karşı davacı ... ve birleşen davada davalı ... lehine bozulması gerekmiştir.
    3- Öte yandan davalı ... vekili, 04.04.2005 tarihi itibari ile davacı yatırım kurumunun bulunan 2686 nolu hesaba 12.000 TL para yatırdığını, hesabından 1, 5 yıl sonra para çektiğini, hesap açma tarihi ile para çekme tarihi arasındaki dönemde endekse bağlı hisse senedinde kalınsa idi bile çok iyi bir getiri elde edeceğini savunmuştur. Bu durumda mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durularak davalı tarafından hangi miktarda ve ne miktarda paranın hesaba yatırıldığı, davaya konu işlemler sırasında davalı hesabında bulunan

    -/-



    para miktarı, bu paranın hangi yatırım aracı kullanılmak suretiyle değerlendirildiği ve getiri miktarının ulaştığı/ulaşacağı tutar belirlenmek, yatırım hesabı üzerinde detaylı bir inceleme yapılmak suretiyle bir değerlendirme yapılması ve asıl ve karşı davada buna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda bir araştırma yapılmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı ... yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... vekilinin husumet ve işbölümüne ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı-karşı davacı ... ve birleşen davada davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve karşı davada verilen hükmün davalı-karşı davacı ... ve birleşen davada davalı ... lehine BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve karşı davada verilen hükmün davalı-karşı davacı ... yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-karşı davalılar/birleşen davalarda davacılar alınarak ... ile ..."a verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi