13. Ceza Dairesi 2017/2456 E. , 2018/12388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iftira
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Sanığın kesintisiz takip olmaksızın müşteki tarafından AVM dışarısında yakalandığının anlaşılması karşısında suçun tamamlandığı gözetilmeksizin yazılı şekilde teşebbüs hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın adli sicil kaydına göre en ağırı cezayı gerektiren mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması yerine karar gerekçesinde birden fazla ilamın tekerrüre esas alınması suretiyle infazda duraksamaya neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçuna ilişkin olarak hüküm fıkrasından sanık hakkında “TCK"nın 58.maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümden “Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin ilamına” ilişkin kısmın çıkarıltılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Sanığın yakalandığı sırada görevlilere isminin ... olduğunu belirttiğinin anlaşılması karşısında, gerçekte bu isimde bir şahsın varlığının tespiti halinde eylemin TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1. maddesi uyarınca ""iftira"" suçunu, gerçekte böyle bir şahsın varlığının tespit edilememesi halinde ise TCK"nın 206. maddesi uyarınca ""yalan beyanda bulunma"" suçunu oluşturacağı düşünülerek tereddüde mahal vermeyecek bir şekilde, ... isimli şahsın kimlik bilgilerinin tespiti ile nüfusa kayıtlı olup olmadığı, araştırılarak mağdur sıfatı ile dinlenmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-14.06.2014 tarihli tutanağa göre kolluk görevlilerinin şüphe üzerine araştırma yapmaları sonucu gerçek kimliğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında TCK"nın 269. maddesinin uygulanması,
3-Sanığın adli sicil kaydına göre en ağırı cezayı gerektiren mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması yerine karar gerekçesinde birden fazla ilamın tekerrüre esas alınması suretiyle infazda duraksamaya neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 Sayılı CMUK"un 326/son. maddesi gereği sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine 25.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.