17. Hukuk Dairesi 2019/196 E. , 2020/2428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 26.11.2011 tarihinde davalılardan ..."nın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı aracın bir kısım davacılar ve davacılar murisi ... çarpması sonucu ... vefat ettiğini, dava açılmadan önce davalı ... şirketinden tazminat isteminde bulunulduğunu, 08.12.2011 tarihli dilekçe ve eklerinin davalıya 04.01.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, oluşturulan hasar dosyasından 02.01.2012 tarihinde 101.582,59 TL ödeme yapıldığını, ancak zararın ödenen miktardan çok daha fazla olduğunu beyanla 3.500,00 TL maddi, 110.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat
yönünden; davacı ..."nun maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... yönünden 922,55 TL davacı ... yönünden 33.607,43 TL davacı ... yönünden 30.324,71-TL davacı ... yönünden 23.881,23 TL davacı ... yönünden 4.229,67 TL Davacı ... yönünden 5.451,82 TL olmak üzere toplam 98.417,42 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 23.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine, Fazlaya ilişkin ve yukarıda mezkur davacılar vekili tarafından bedel artırım dilekçesi ile talep edilen 22.501,76-TL maddi tazminat taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat yönünden taleplerinin; davacı ... yönünden 10.000,00-TL, davacı ... yönünden 5.000,00-TL, davacı ... yönünden 5.000,00 TL, davacı ... yönünden 5.000,00 TL davacı ... yönünden 5.000,00-TL, davacı ... yönünden 4.000,00-TL, davacı ... yönünden 4.000,00 TL olmak üzere toplam 38.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... müştereken ve müteselsilen tazminine, fazlaya ilişkin 72.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin reddine,
karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin
ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Somut olayda davacılar maddi ve manevi tazminat istemli dava yaya desteğe çarpan aracın maliki, sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısına karşı açılmış, dava dilekçesinde maddi tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş, bedel artırım dilekçesinde de davacı ... için 41.291,32 TL, ... için 37.258,05 TL, ... için 1.133,48 TL, ... için 29.341,34 TL, ... için 5.196,72 TL ve ... için 6.698,30 TL olmak üzere toplam 120.919,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı işleten ve sürücüden, davalı ... maddi tazminatın 98.417,41 TL’si ile sorumlu tutulmak kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
10.07.2015 tarihli ek hesap bilirkişi raporunda davacı eş ..."nun maddi zararının olmadığı, diğer davacılar ..."nun 1.133,48 TL; ..."nun 41.291,32 TL; ..."nun 37.258,05 TL; Sedanur Yurtlu"nun 29.341,34 TL; ..."nun 5.196.72 TL; ..."nun 6.698,30 TL olmak üzere toplam 120.919,21-TL maddi zararlarının olduğu, poliçe limitinin 200.000,00 TL olması nedeni ile davalı ... şirketince daha evvel yapılan 101.582,59-TL ödemenin mahsubundan sonra adı geçen davacıların toplam 98.417,41 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkemece hükmün gerekçesinde davacı vekilinin dava dilekçesinde bütün davalılar yönünden "poliçe limiti ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili" talebi ile bağlı kalınarak davacılar yönünden tespit edilen maddi tazminat miktarının poliçe limiti ile orantısı kurularak (120.919,21x100/98.417,41=81,391) -daha evvel yapılan ödemenin mahsubundan sonra poliçe limiti dikkate alındığında- tespit edilen zararın %0.81391"nun dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği, her ne kadar bedel artırım dilekçesinde 120.919,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücüden tazmini talep edilmiş ise de; dava dilekçesindeki "poliçe limiti ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili" yönündeki talep dikkate alındığında bedel artırım dilekçesiyle sadece
bedelin artırılabileceği, talebin ve talep muhataplarının değiştirilemeyeceği, bu hususun ancak ıslahla yapılabileceği, davacı tarafça ıslah yapılmadığı belirtilerek davacı ..."nun maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... yönünden 922,55-TL, davacı ... yönünden 33.607,43-TL, davacı ... yönünden 30.324,71-TL, davacı ... yönünden 23.881,23-TL, davacı ... yönünden 4.229,67-TL, davacı ... yönünden 5.451,82-TL olmak üzere toplam 98.417,42-TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Oysa ki dava dilekçesi içeriğinden maddi tazminattan tüm davalıların poliçe limitiyle değil, sadece poliçe ilişkisinin tarafı olan davalı ... şirketinin poliçe limitiyle sınırlı sorumlu tutulduğu anlaşılmakta olup bedel artırım dilekçesinde de bu husus daha açık şekilde ifade edilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı sürücü ve işletenin tüm gerçek zarardan sorumlu tutulması yerine, yanılgılı değerlendirmeyle poliçe ilişkisine taraf olmayan davalı gerçek kişiler (sürücü ve işleten) yönünden de poliçe limitiyle sorumluluğa hükmedilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Davaya konu edilen manevi tazminatların sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili istemiyle davanın açıldığı; mahkemenin de manevi tazminattan sigorta şirketi dışındaki davalıları sorumlu tuttuğu görülmektedir. O halde davalı ... lehine reddolunan manevi tazminat miktarları üzerinden red vekalet ücretine hükmolunması doğru değildir.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. Somut olayda davacıların dava açılmadan önce davalı ... şirketine 04.01.2012 tarihinde başvuru yapıldığı ve temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından davacılar Gülcan, Gökçe, Hasan Can ve Sudenur yönünden temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesine gerekirken, dava tarihi olan 23.11.2012"den itibaren işleyecek faizden sorumlu tutulması doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
5-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı
ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı eş ... için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın tüm davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazının REDDİNE; (2),(3),(4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenler ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.