11. Hukuk Dairesi 2016/13114 E. , 2017/3075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2016 tarih ve 2013/367-2016/57 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.05.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile müvekkili şirketin çeşitli dönemlerde ticari faaliyetlerde bulunduğunu ve bu nedenle cari hesap ilişkisinin doğduğunu, bu ilişkiden dolayı iki ayrı fatura düzenlendiğini ve bu faturaların bir kısmının davalı tarafça ödendiğini, ödenmeyen kısmın ise dava konusu yapıldığını, davalı tarafın yaptığı kısmi ödeme ile taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, buna rağmen davalının borca itiraz etme yolunu tercih ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin firma defter ve kayıtları ile makbuzları incelendiğinde davacı tarafın iddiasının aksine müvekkili firmanın davacı taraftan alacaklı olduğunun açık ve net şekilde ortaya çıkacağını, davacı tarafın müvekkili firmaya cari hesaptan halen ödenmemiş 20.894,04 TL borcunun bulunduğunu, davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği cari hesapların çarpıtıldığını ve gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddi ile davacı taraf aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında ticari ilişki nedeniyle davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının davalı tarafından ödendiği, davacının davalı tarafından ödeme olarak verilen ... Bankası ... Şubesi"ne ait 705882 nolu, 705883 nolu 28/02/2012 tarihli 50.000 TL bedelli iki ayrı çeki davalıya iade ettiğini, bu nedenle davalıdan bakiye alacağının olduğunu iddia ettiği, ancak bu çeklerin davalıya iade ettiğini yazılı belge ile kanıtlayamadığı, yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hususu davacıya hatırlatılmasına rağmen davacının yemin delilini de kullanmadığı, davacının tahsil etmiş olduğu alacağı takibe konu ederek kötü niyetli davrandığı gerekçesi ile kanıtlanamayan davanın reddine ve davalının tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bakiye taşıma bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından her biri 50.000 TL tutarlı iki adet çekin davalının kendisine olan borcunun ödenmesi amacıyla verilmesi üzerine, çekler karşılığında düzenlenen tahsilat makbuzunun da davalıya verildiğini, ancak çekler bankaya ibraz edilmeden ve çeklerin tahsili için herhangi bir girişimde bulunulmadan çeklerin davalıya iade edildiğini, bu iade üzerine davalının da elinde bulunan tahsilat makbuzunu kendisine geri verdiğini, dolayısıyla çek tutarlarının davalının borcundan düşülemeyeceğini iddia etmiştir. Davalı ise çeklerin kendisine iade edilmediğini savunmuştur. Her ne kadar davalı tarafından sunulan cari hesap dökümüne göre çeklerin davacıya ödeme amaçlı olarak verildiği kayıtlı ise de, 28.02.2012 ve 30.01.2012 ödeme tarihli bu çeklerin davacıya veya bir başka kişiye ödendiği savunulmadığı gibi, davacı tarafından düzenlenerek davalıya verilen diğer çeklere ait tahsilat makbuzları dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen dava konusu iki çeke ait tahsilat makbuzu davalı tarafça ibraz edilememiştir.
Bilirkişi raporuna göre, bu iki çek davalı defterlerinde ödeme olarak kayıtlı olup, davacı defterlerinde ise kaydı bulunmamaktadır. Tahsilat makbuzunun iptal edilmek suretiyle davacının elinde bulunmasına ve bu iki çekin davacı tarafından bankaya ibraz veya tahsil edildiğine dair herhangi bir delil de olmamasına göre çeklerin davalıya iade edildiği kabul edilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/05/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
K A R Ş I O Y
Davacı, davalıya yaptığı iş karşılığı oluşan alacağının tahsili amacıyla davalı tarafından verilen iki çekin, bedeli alınmadan davacıya iade ettiğini ileri sürerek alacak isteminde bulunmuş isede, TBK. m. 104/son uyarınca, davacının çeklerin bedelini almadan davacıya iade ettiğini kanıtlamak zorundadır. Dosya kapsamına göre davacının bu kanıt yükümlülüğünü yerine getirdiğini varsayıma dayalı olarak kabul etme olanağı yoktur. Bu nedenle kararın onanması görüşünde olduğumuzdan çoğunluğun bozma görüşüne katılamıyoruz.