Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3089
Karar No: 2016/6561
Karar Tarihi: 21.06.2016

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/3089 Esas 2016/6561 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2016/3089 E.  ,  2016/6561 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Rüşvet almak ve vermek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek, resmi belgede sahtecilik, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
    HÜKÜM :1-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 11 kez ayrı ayrı mahkumiyetine, diğer rüşvet suçlarından beraatine, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine
    2-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün
    açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 10 kez ayrı ayrı mahkumiyetine, diğer rüşvet suçlarından beraatine
    3-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 2 kez ayrı ayrı mahkumiyetine, diğer rüşvet suçlarından beraatine
    4-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 5 kez ayrı ayrı mahkumiyetine
    5-Sanıklar ..., ... ve ..."ün suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçundan mahkumiyetlerine, diğer eylemlerinden beraatlerine
    6-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ....., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında rüşvet vermek ve almak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatlerine
    7-Sanık ...... kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan beraatine
    8-Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçundan ve suç örgütü faaliyeti kapsamında bir kez rüşvet suçundan mahkumiyetine
    9-Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme ve suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine, mahkumiyetine konu suçlar dışındaki resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı beraatine
    10-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 2 kez ayrı ayrı mahkumiyetine, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine, mahkumiyetine konu eylemler dışında rüşvet alma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine
    11-Sanık ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suç örgütü faaliyeti kapsamında rüşvet suçundan 6 kez ayrı ayrı mahkumiyetine, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine, mahkumiyetine konu eylemler dışında rüşvet alma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine
    12- Sanık ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."ın rüşvet vermek suçundan mahkumiyetlerine
    13-Sanık ..."ün rüşvet alma suçundan mahkumiyetine
    14-Sanık ..."ın resmi belgede sahtecilik suçundan beraatine
    15- Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak ve rüşvet vermek suçlarından açılan kamu davalarının sanığın ölümü nedeniyle düşürülmesine
    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığından sanık ... müdafiin duruşma isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca, katılan Hazine vekilinin suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından doğrudan zarar görmediği, bu itibarla bu suçlardan.. ..., ..., ..., ... hakkında verilen beraat ile ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerini temyiz hakkı bulunmadığı, sanık ..."ün 06/01/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü bir haftalık yasal temyiz süresinden sonra verdiği 21/01/2015 günlü dilekçe ile temyiz ettiği nazara alınarak bu hükümlere yönelik temyiz istemlerinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların, 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup merciince değerlendirilmesi ayrıca ... hakkındaki düşme ve ..., ..., ... ve ... hakkındaki rüşvet vermek suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin de temyiz edilmemesi nedeniyle temyiz incelemesi dışında bırakılarak; dilekçelerinin içeriğine göre O yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında açılan kamu davasına, katılan Hazine vekilinin suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, bu örgüte üye olmak ve yardım etmek suçu dışında kalan tüm suçlardan verilen beraat hükümlerine, sanıklar ve sanıklar müdafiin ise mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet kararı verilenler haricindeki diğer rüşvet vermek eylemleri hakkında zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında mahkumiyete konu olan eylemleri dışındaki rüşvet ve sahtecilik eylemlerinden kurulan beraat hükümleri, ... hakkında ..."e rüşvet vermek eylemi dışındaki diğer eylemlerinden verilen beraat hükümleri ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ...,...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ....., ..., ..., ..., ..., ..., . ... hakkında ise rüşvet vermek ve almak, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
    ... hakkında kurulan hükümde rüşvet almak yerine dolandırıcılık yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978-2/324-350 sayılı Kararında belirtilen; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin ayrı ayrı tayin ve takdirinin mümkün bulunmadığı hususları nazara alındığında haklarında açılan tüm davalardan beraat eden ve kendilerini vekil marifetiyle temsil ettiren sanıklardan ... ve ..."ün kendilerini tek bir ortak vekille, diğer sanıklar... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın ise başka vekillerle temsil ettirdikleri gözetilip sanıkların isimleri de belirtilmek suretiyle her bir vekil bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden beraat eden tüm sanıklar lehine tek bir vekalet ücreti tayin edilmesi, temyiz edenin sıfatına nazaran bozma nedeni sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Haklarında açılan tüm davalardan beraat etmedikleri halde sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ı da kapsayacak şekilde beraat eden tüm sanıklar lehine vekalet ücretine hükmolunması,
    Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin bölümünde yer alan "haklarında beraat kararı verilen sanıklar..." ibaresinin "tüm suçlardan haklarında beraat kararı verilen ve kendilerini vekille temsil ettiren sanıklar ..., ...,...hkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53/1-5. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin ilamının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş, rüşvet almak suçunun uygulama maddesinin TCK"nın 252/2 maddesi yerine aynı cezayı öngören 252/1. maddesi olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş ve yüklenen suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca " cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan
    cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın suç sırasındaki göreviyle sınırlı tutularak yazılı şekilde cezanın infazından sonra işlemek üzere sadece "memuriyet görev ve yetkilerinin kullanılmasının yasaklanmasına" karar verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
    Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
    Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
    TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; örgüt faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik suçundan haklarında mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar hakkında anılan maddenin ve Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53/1-5. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin ilamının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş ve yüklenen suçları 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işleyen sanıklar ..., ... ve ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın suç sırasındaki göreviyle sınırlı tutularak yazılı şekilde cezanın infazından sonra işlemek üzere sadece "memuriyet görev ve yetkilerinin kullanılmasının yasaklanmasına" karar verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
    Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
    Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31/10/2012 gün ve 577-1821 sayılı Kararında da açıklandığı üzere TCK"nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından sözedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir. Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiili birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. Madde gerekçesi ve yapılan açıklamalar ışığında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan bahsedilebilmesi için;
    a)Üye sayısı en az üç veya daha fazla kişi olmalıdır.
    b)Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
    c)Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibarıyla somutlaştırılması bazen mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suç veya suçlardan da cezalandırılacaktır.
    d)Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belirli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
    e)Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
    Yukarıdaki açıklama ışığında dava konusu olay incelendiğinde sigorta ve aracılık hizmetleriyle iştigal eden bir şirket bünyesinde çalışan üçten fazla kişinin hiyerarşik bir iş bölümü içinde iletişimin tespiti ve teknik izleme tutanaklarına göre sekiz ay devamlılık arz eder nitelikte menfaat karşılığı usulsüz fenni muayene işlemleri gerçekleştirerek suç işlemeye elverişli imkanlara sahip oldukları nazara alındığında suç işlemek amacıyla kurulan bir örgütün varlığında tereddüt bulunmamaktadır. Ancak ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa m.38/4, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m.14/2), sanıklar ..., ... ve ..."ın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, ... hakkında da örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarını işledikleri iddiasının şüpheli kaldığı, sanıkların çalıştıkları işyerlerinde suç işlendiğinin kabul edilmesinin tek başına örgütsel ilişkinin kurulması için yeterli olmadığı, bu ilişkinin maddi delillerle ortaya konulması gerektiği nazara alınarak atılı suçu işlediklerine dair savunmalarının aksine kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    Kabule göre;
    TCK"nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanıklar ..., ... ve ... hakkında anılan maddenin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Sanık ... hakkında erteli hapis cezasının sonucu olarak, TCK"nın 51/3. maddesi uyarınca denetim süresi belirlenmesi gereğinin gözetilmemesi,
    Sanık ..."ın gözaltında ve tutuklulukda geçen sürelerinin TCK"nın 63. maddesi uyarınca sanığın cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
    Sanık ... hakkında ..."e rüşvet vermek suçundan verilen beraat hükmünün temyiz incelemesinde;
    Hükmün gerekçesinde ..."ün trafik kontrolü sırasında yakalanan aracı rüşvet karşılığı işlem yapmaksızın bıraktığı ve rüşvet almak eyleminin subuta erdiği kabul edilmesine rağmen ... hakkında gerekçesi gösterilmeksizin rüşvet vermek suçundan diğer eylemleriyle birlikte beraat kararı verilmesi,
    Karayolları 13. Bölge Müdürlüğünde çalışan kamu görevlilerine menfaat sağlanması karşılığı usulsüz şekilde fenni muayene işlemleri gerçekleştirildiği kabul edilen edilen ...... plaka sayılı araçlarla ilgili olarak sanıklar ... (11 kez), ... (10 kez), ... (2 kez), ... (5 kez) ve ... (1 kez) hakkında rüşvet vermek, ... (6 kez), ... (2 kez), ... (1 kez) hakkında rüşvet almak, ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında ise rüşvet vermek suçlarından kurulan mahkumiyet ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
    Rüşvet vermek suçundan dava açılmasına karşın hakkında herhangi bir hüküm kurulmayan ve UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre 29/05/2015 tarihinde öldüğü anlaşılan sanık ... hakkında bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    Sanık ..."ya ait .... plaka sayılı aracın dışarıdaki fenni muayene işlemlerini fiziken gerçekleştiren kamu görevlisinin ... olduğunun belirlendiği ancak sanık hakkında bu eylemle ilgili bir dava bulunmadığı, ..."ye ait .... plaka sayılı aracın fenni muayenesini gerçekleştiren kamu görevlisinin ise belirlenemediğinin bildirildiği nazara alınarak; Karayolları 13. Bölge Müdürlüğündeki fenni muayene defter kayıtları ve diğer belgeler incelenerek gerekli görülmesi halinde ruhsat üzerinde inceleme yaptırılarak.... plaka sayılı aracın dışarıdaki fenni muayenesini fiziken gerçekleştiren kamu görevlisinin kesin olarak belirlenmesinden sonra bu kişiler hakkında dava açılması halinde her iki dosyanın birleştirilmesinden sonra bu eylemle bağlantılı sanıklar ..., ..., ... ve ..."un hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
    .... plaka sayılı araçlarla ilgili olarak bir kısım sanıkların ikrar içeren savunmaları, tanık beyanları, makina mühendisi ve polis memurlarının düzenlediği tespit tutanakları, iletişimin tespiti ve teknik izleme tutanakları ve fotoğraflı tespit tutanaklarına göre Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü Antalya Araç Muayene İstasyonunda çalışan sanıklar ..... tarafından fenni muayene işleminin usulsüz olarak gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, ancak gerek araç sahipleri olan sanıklar ve gerekse Alkaya Trafik Takip bürosu çalışanı olan sanıklar tarafından kamu görevlilerine menfaat temin edildiği hususunun şüpheli kaldığı, rüşvet vermek ve almak suçunun işlendiğine dair sanıkların savunmalarının aksine kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla; bahse konu araçların fenni muayene işlemlerinin usulsüz şekilde gerçek duruma aykırı olarak yapılması eyleminin icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu nazara alınarak, fenni muayene işlemini gerçekleştiren sanıklar ..., ..."nın TCK"nın 257/1, 43, ..."ın 257/1, araç sahibi olan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ..."ün aracının usulsüz muayenesi için aracılık eden sanık ..."ın aynı Kanunun 38. maddesi delaletiyle 257/1, trafik takip bürosunda çalışan sanıklar ..., ..., ... ve ..."in eylemlerinin de aynı Kanunun 38 delaletiyle 257/1, 43. maddeleri gereğince ve eylemlerini zincirleme şekilde gerçekleştiren sanıklar yönünden de ayrıca TCK"nın 3 ve 61. maddeleri birlikte değerlendirilerek meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, eylemlerinin uzun bir zamana yayılmasına bağlı suç işleme konusundaki ısrarları ve kastlarının yoğunluğu nazara alınarak temel ceza belirlenirken ve zincirleme suç nedeniyle artırım uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmaları gerekirken suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde rüşvet vermek ve almak suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulması,
    Yüklenen suçları 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işleyen sanıklar ..., ... ve ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın suç sırasındaki göreviyle sınırlı tutularak yazılı şekilde cezanın infazından sonra işlemek üzere sadece "memuriyet görev ve yetkilerinin kullanılmasının yasaklanmasına" karar verilmesi,
    Sanık ..."ın gözaltında ve tutuklulukda geçen sürelerinin TCK"nın 63. maddesi uyarınca sanığın cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
    Kamu görevlisi sanıklar ..., ..., ... haklarında rüşvet almak suçundan hüküm kurulurken, uygulama maddesinin TCK"nın 252/2 maddesi yerine aynı cezayı öngören 252/1 maddesi olarak gösterilmesi,
    Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kabule göre de;
    Örgüt faaliyeti çerçevesinde rüşvet vermek ve almak suçundan haklarında mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar hakkında, TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan Hazine vekili ve sanıklar ile müdafiilerin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozmanın mahiyetine göre aynı Kanunun 325. maddesi gereğince hakkındaki hükmü süresinden sonra temyiz eden ve örgüt üyeliğinden mahkumiyetine karar verilen sanık ... ile temyiz etmeyen ..., ..., ... ve yargılama sırasında öldüğü anlaşılan ..."a TEŞMİLİNE, tutuklama tarihi ve bozmanın sanıklar lehine niteliği gözetilerek tutuklu sanıklar ..., ..., ... ve ..."in rüşvet almak ve vermek suçlarından BİHAKKIN TAHLİYELERİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmadıkları takdirde DERHAL SALIVERİLMELERİNİN mahalline bildirilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 21/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

























    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi