10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1251 Karar No: 2018/2507 Karar Tarihi: 26.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/1251 Esas 2018/2507 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/1251 E. , 2018/2507 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; Bağ-Kur sigortalısı ..."ın 24.08.2007 tarihinde davalı ... ile karşılıklı yumrukla kavga sırasında birlikte merdivenlerden yuvarlanmaları nedeniyle yaralanan sigortalıya yapılan tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup, her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir. Olay nedeniyle yapılan ceza yargılama sonucunda bozma üzerine verilen ... . Asliye Ceza Mahkemesi 2016/443 Esas 2007/4891 Karar sayılı kararı ile ... hakkında ..."a karşı açılan kasten yaralama suçundan, kusura dayalı kastının veya taksirli bir hareketinin bulunmadığının anlaşılması nedeniyle beraatine karar verildiği ve kararın onanarak kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; bozma öncesi verilen ve kesinleşmediği anlaşılan ceza kararını esas almak suretiyle ve bu doğrultuda haksız tahrik indirimi uygulanmadığı gerekçesiyle ... hakkındaki davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinde "üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar. Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara rücu eder. Bu kimselerin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler dolayısıyla Kurumun zarara uğraması halinde, hak sahiplerine rücu hakkı saklıdır." hükmü yer almaktadır. Mahkemece; ceza dosyası içeriği de gözetilmek suretiyle, anılan madde uyarınca olayda davalının taksir ya da kast düzeyinde bir kusurunun bulunmadığı gözetilerek hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedendir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.