14. Hukuk Dairesi 2016/3260 E. , 2016/4666 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.08.2009 gününde verilen dilekçe ile satışın iptali ve hakların iadesi, birleştirilen dava ile davalılar aleyhine önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili duruşmasız incelemesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.12.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraf gelmedi. Karşı taraftan ... vekili ........... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı ... ile paydaş oldukları 6 numaralı bağımsız bölümde davalı ..."in 1/5 payını, davacının önalım hakkını kullanmasını engellemek amacıyla arkadaşı ve ortakları olan diğer davalılara usulsüz ve hileli işlemlerle tapuda devrettiğini, usulsüz ve geçersiz satış işleminin iptalini ve kaybolan tüm haklarının iadesini istemiş, birleştirilen davada ise, yine aynı paya ilişkin önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
Davalılar, davanın ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ...’nun diğer davalılarla birlikte gerçekleştirdiği yolsuz işler ve muvazaalı devirlerle davacı kardeşinin önalım hakkını kullanmasına mani olduğu, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle önalım hakkı ortadan kaldırılan davacının eski halin iadesi suretiyle tapu iptali istemekte hakkı ve hukuki yararı bulunduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüyle 6 nolu bağımsız bölüm üzerindeki davalılar ... ile ... adlarına kayıtlı 1/10"ar payın iptal edilerek, davalı ... adına kayıtlı payla birleştirilmek suretiyle 4/5 payın davalı ... adına tescili suretiyle tapu kaydının eski haline getirilmesine, birleştirilen davada ise tapu iptali davasının kabul edilmesi nedeni ile konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
Ayrıca davacı 09.04.2016 tarihli dilekçesi ile davalılar ... ile ..."in paylarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise de Yargıtay"ın tahkikat ve yargılama mahkemesi olmaması ve yeni vakıalar ileri sürülememesi nedeni ile bu talebin de reddi gerekmiştir.
2-Davalı ... vekili"nin temyiz itirazlarına gelince;
Davalı ... 6 nolu bağımsız bölümdeki 4/5 payının 1/5 payını 22.05.2007 tarihinde diğer davalılar ... ile ..."e satmış ve bu işleme ait resmi senette işleme katılan tarafların isimlerinin yazıldığı kısımda, imzaların alındığı kısımda ve kimlik tespiti yapılan kısımda payını satan ...."in soyadının “.........” olarak yazıldığı, ancak resmi senette açıklama kısmında ise soyadının “.........” yazıldığı görülmektedir. Davacının hile iddiasına dayanak yaptığı ............. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1251 Esas sayılı dosyasına dava dilekçesi ekinde sunulan davaya konu taşınmaza ilişkin tapu senedinde pay sahibi olarak .... ......... yazsa da, taşınmaza ait tapu kütük sayfasının fotokopisinde tüm intikaller izlenebilmekte ve davalı ..."in soyadı hep “.........” olarak yazılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı, 22.05.2007 tarihinde yapılan davalılar arasındaki pay satışı işleminde davalı ..."in soyadının “.........” yazılmasının kendisine karşı yapılmış bir hile olduğunu iddia etse de hileden sözedebilmek için öncelikle bir aldatma ve karşı yanı aldatma kastının olması gerekir. Ne var ki tapu kütüğünde ve resmi senedin diğer kısımlarında payını satan davalı ..."in soyadının doğru yazıldığı yalnızca resmi senedin açıklamalar kısmında yanlış yazıldığı ve bunun maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, resmi senedi düzenlemek tapu memurunun görevi olup davalıların ...."in soyadının yanlış yazılmasına katkıları olduğundan söz edilemez.
Bu itibarla mahkemece, birleştirilen davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2). bent uyarınca davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.