14. Hukuk Dairesi 2015/17272 E. , 2016/4665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.02.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada sözleşmenin iptali istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... v.d. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalıların murisi ............"ın 09.07.1984 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 375 parsel sayılı taşınmazda 3000 m2"lik bölümü davacı ...’e, 1000 m2"lik bölümü ise davacı ...’e satmayı vaadettiğini, davacıların sözleşme konusu taşınmazları ev yaparak ve ağaç dikerek kullandıklarını, 375 parsel sayılı taşınmazda imar uygulaması yapılmasıyla oluşan 26661 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, mümkün olmadığı takdirde belirlenecek değerinin faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalılardan ..., ... ve ... tarafından açılan ve bu dosya ile birleştirilen davada ise murisleri ............’ın sözleşme sırasında 73 yaşında olup sağlığının yerinde olmadığı, sözleşme yapılırken sağlık raporu alınması gerektiği, okuma yazması bulunmadığından sözleşmenin tanık huzurunda yapılmasını zorunlu olduğu ileri sürülerek satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının sözleşmenin 1512 sayılı Noterlik Kanununun 87. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden geçersiz olduğu gerekçesi ile reddine, birleştirilen sözleşmenin iptali davasının ise usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadığından reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Karar, Dairemizin 19.06.2013 tarihli ve 2013/7244-9335 E-K sayılı ilamıyla, ilamda belirtilen gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne karar verilmiş, birleştirilen davaya ilişkin olarak daha önce verilen hükmün kesinleştiği gerekçe gösterilerek yeniden hüküm kurulmamıştır.
Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 24.09.2014 tarihli ve 2014/9240-10342 E-K sayılı kararıyla bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olduğu, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeden, birleştirilen davaya ilişkin hüküm kurulmadığından karar ikinci defa bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacıların satış vaadine konu 3.000 m2 ve 1.000 m2"lik kısımların dava konusu 26661 ada 1 sayılı imar parselinde kaldığı belirlenmek ve benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 28.11.2011 tarihli fen bilirkişi ek raporu doğrultusunda DOP oranı da düşülmek suretiyle davacıların 26661 ada 1 parsel numaralı taşınmazda paydaş kılınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacıların adına tesciline karar verilen pay oranı itibariyle dava tarihindeki bu payların değeri üzerinden harç ve davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken satış vaadine konu ve DOP kesilmemiş miktarlar üzerinden vekalet ücreti ve harç alınması yerinde değildir.
Ayrıca hükmün üçüncü bendinde davalı .. .. adına 184/2400 hisse yerine 198/2400 hisse olarak pay ve payda eşitliğini bozacak şekilde tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin (1) numaralı bentte belirtilen temyiz itirazlarının reddine, bir kısım davalılar vekilinin (2) numaralı bentte belirtilen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.