Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ... tarafından borçlu .... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu  ile icra takibi başlatılmıştır. Borçluya 163 örnek ödeme emri 23.11.2004 tarihinde tebliğ edilmiş, 24.6.2010 tarihinde takip yenilenerek borçluya 15.9.2010 tarihinde yenileme emrinin tebliği de sağlanmıştır. Borçlu tarafından 11.1.2011 tarihinde mahkemeye yapılan başvuruda; "ödeme emri tebligatının usule aykırı yapıldığı, senedin düzenleme yeri bulunmadığından kambiyo vasfında bulunmadığı, yenileme tebligatının yapılmadığı, birden fazla taşınmazına haciz konulduğu" belirtilerek takibin iptali isteminde bulunulmuştur. Borçlu tarafından aynı takiple ilgili olarak 20.12.2010 tarihinde yapılan başvuruda ise aşkın haciz şikayetinde bulunulmuş, anılan bu şikayeti ile ilgili olarak Ağrı İcra Mahkemesince verilen 18.1.2011 tarih ve 2010/151 E - 2011/7 karar sayısı altında (temyize konu edilen bu şikayet dosyası ile) anılan dosyanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
İİK.nun 170/a maddesinin birinci fıkrasına göre, "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükmüne göre takip hakkı olmadığını 168.maddenin 3.bendine göre şikayet yolu ile ileri sürülebilir."Aynı maddenin 168/3.bendinde ise "takibin müstenidi olan senet, kambiyo vasfını haiz değil ise, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi"gerektiği düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığı borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği karar gerekçesinde tartışılmamıştır.
7201 Sayılı Tebligat kanunun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.2.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez ise de muhatabın usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile kanıtlanabilir.
Somut olayda işbu dosya ile birleşen 2010/151 E - 2011/7 karar sayılı dosyasında borçlu tarafından aşkın haciz istemiyle mahkemeye başvuru tarihi 20.12.2010"dur. Anılan dosyada borçlunun tebligat usulsüzlüğü yönünde bir beyanı bulunmamaktadır.Bu konudaki şikayetin 11.1.2011 tarihinde sunulan ikinci şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi artık süresinden sonra yapılan bir başvurudur.
O halde, mahkemece, borçlunun senedin kambiyo senedi vasfında olmadığına yönelik şikayeti İİK.nun 170/a - 168/3.maddeleri gereğince süre aşımı nedeniyle reddedilmeli taraf teşkili sağlanarak borçlunun aşkın haciz yönündeki şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.