23. Hukuk Dairesi 2014/5907 E. , 2015/5908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 32. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/122-2013/356
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkil şirketin reklam ve tanıtım hizmeti alanında faaliyet gösterdiğini, davalı ile imzalanan 10.04.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli sözleşme kapsamında davalıya reklam hizmeti verdiğini, hizmet karşılığında davalı adına kesilen 16.301,41 TL tutarlı 3 adet fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının takipteki asıl alacağın % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, müvekkil şirkete yaptığı işlerin bedeli olan 30.04.2011 tarihli 3.144,70 TL ve 02.05.2011 tarihli 4.997,30 TL bedelli fatura bedellerinin davacıya ödendiğini, müvekkil şirketin ticari defterlerinde davacının başkaca bir alacağının bulunmadığını, icraya konu faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, davacının müvekkiline verdiği hizmetin kendisinden talep edildiğine dair yazılı bir belge sunmadığını, bu kapsamda sözleşmenin tek başına yeterli olmadığını, davacının müvekkili şirketten yaptığını iddia ettiği işlerin talep ve hizmet bedeli için onay alındığına dair hiç bir delil sunmadığını, davacı tarafça başlatılan takibin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine ve davacı aleyhine alacağın % 40"dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu faturalar sözleşme tarihleri içinde kesilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesine göre; müşteri hangi hizmeti istediğini ajansa sözlü ve yazılı olarak bildirmekle, ajans gerekli çalışmaları yaptıktan sonra yine müşterinin onayına sunmakla ve müşteriden bir ön onay aldıktan sonra işin maliyeti konusunda tekrar son bir yazılı onay almakla yükümlüdür. Davalının böyle bir onayı ve yapılan reklamlardan haberinin dahi olmadığı, davacının bu yönde delil ibraz etmediği gözetildiğinde, sözleşme kapsamında davalının yapılan harcamalardan sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra takibine konu 3 adet faturadan ikisi olan 31.05.2011 tarih ve 803599 nolu 6.519,21 TL bedelli ve 17.05.2011 tarih ve 803586 nolu 5.062,20 TL bedelli faturalar ajans komisyonu ile gazete ilan bedeline ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 9 ve 10. maddelerine göre fatura edilen hizmetlerin müşteri tarafından yazılı onayının alınmış olması gerekmektedir. Davacı tarafça bu onay alındığı ispat edilmediğinden iki fatura yönünden mahkeme kararı doğru ise de 803596 nolu 31.05.2011 tarihli 4.720,00 TL bedelli faturanın sözleşmenin 4. maddesine istinaden kesildiği anlaşıldığından davacının davalıdan sözleşme kapsamında alacağı olup olmadığı değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm faturaların ilan ve reklam bedeline ilişkin olduğu şeklinde yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.