15. Ceza Dairesi 2017/14014 E. , 2019/8675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK 155/2, 168/1, 62, 52, 53, 51 maddeleri gereği mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanığın .... sigorta şirketinin acentesi olduğu ve acentenin yetkilisi olduğu, müşteki ile aralarındaki acentelik sözleşmesine göre poliçe düzenleme ve primlerini tahsil etme yetkileri bulunduğu, yine sözleşmeye göre acentenin tahsil ettiği haftalık primlerini yasal kesintileri yaptıktan sonra en geç devam eden haftanın son iş günü şikayetçinin hesabına aktarması gerektiği, ancak sanığın tahsil etmiş olduğu 36.276,32 -TL sigorta pirimini şikayetçinin hesabına aktarmadığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; müşteki beyanı, sanığın ikrar niteliğindeki savunması ve tüm dosya kapsamının incelenmesinden mahkemenin sanığın mahkumiyetine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Her ne kadar, sanık hakkında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar olmasına rağmen kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması nedeniyle hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiş ise de, sanığın adli sicil kaydında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu, yargılama konusu olayda suç tarihinin 18/07/2011 olması karşısında sanık hakkında lehe olan kanunun uygulanması gerektiği ve buna göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 231/8. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki düzenlemenin uygulanamayacağı, yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat edinilerek cezası ertelenen sanığın suç tarihi itibariyle daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi ve suç nedeni ile oluşmuş zararı da karşılaması karşısında, erteleme müessesesinden daha lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin koşulları oluştuğu halde uygulanmaması,
Kabule göre;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nın 53. maddesinin uygulanması suretiyle aynı maddenin 4. fıkrasına aykırı davranılması,
3-TCK"nın 51. maddesi gereğince adli para cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden sanık hakkında hapis cezasının yanında tayin edilen adli para cezasının da ayrım yapılmaksızın ertelenmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.