15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/36241 Karar No: 2019/8673 Karar Tarihi: 23.09.2019
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/36241 Esas 2019/8673 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/36241 E. , 2019/8673 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 51 uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa yüklenen özel belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar itiraza tabi olup sanığın 27.01.2015 tarihli itirazının merciince reddedilmesi üzerine anılan kararın 24.02.2015 tarihinde kesinleştiği belirlenerek yapılan incelemede, Sanık ile katılanın kardeş oldukları, sanığın kardeşinin kimlik bilgileri ile .... Kozmetik Ürünleri firmasından satış temsilciliği kayıt formu temin ettiği, firmadan aldığı ürünleri Maçka ilçesinde çalıştığı işyerinde teslim aldığı ve bu şekilde dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; Her ne kadar hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince dolandırıcılık suçu uzlaştırma kapsamına alınmış olsa dahi, aynı Kanun"un 253/3 maddesi gereğince, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının belirlenmiş olması ve somut olayda, dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamında olmayan özel belgede sahtecilik suçu ile birlikte işlenmiş olması karşısında, tüm dosya kapsamına göre sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. 5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada sanığa yüklenen ""dolandırıcılık"" suçu neticesinde meydana gelen zararın sanık tarafından karşılanmadığı anlaşıldığından bu konuda tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Koşulları oluşmasına rağmen sanık hakkında TCK 167/2 maddesinde düzenlenen cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebin uygulanmaması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi