12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/11577 Karar No: 2011/30794
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/11577 Esas 2011/30794 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2011/11577 E. , 2011/30794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bodrum İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/12/2010 NUMARASI : 2010/686-2010/1070
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİKnun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiş olması gerekir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra mahkemesince mazeretin kabulüne karar verilmesi halinde takip durur. Usulsüz tebligatta ise, İİKnun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması söz konusudur. Bu durumda icra mahkemesi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek, usulüne uygun olmadığının tesbiti halinde aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK5.6.1991-1991/12-258E-344K.). Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin işlemin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapıldığı yazılı olmasına rağmen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmektedir. Tüzüğün anılan maddesine göre, muhatabın adreste neden bulunmadığı, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorularak, tevziat saatinden sonra adrese geleceğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp tevsik edilmesi halinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebligat yapılabilir. Somut olayda, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususu tebligat parçasına yazılıp usulen tevsik edilmediğinden yapılan tebligat usulsüzdür. Bu durumda takibin genel haciz yolu ile başlatıldığı, kambiyo takibi olmadığı da nazara alınarak mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken, istemin gecikmiş itiraz olarak değerlendirilerek reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.